Modern Türk şiirinin kurucu babalarından, "İstanbul şairi", "Türk aruzu"nun büyük ustası... Yahya Kemal Beyatlı, şiirimizde hem bir geçiş döneminin temsilcisi hem de kendi üslubunu yaratan ebedi bir sestir. Onun sanatı, "Ok" şiiri dışında tamamen aruz vezniyle yazılmıştır ve bu tercih, onun şiir anlayışının ve estetik duruşunun bir yansımasıdır.
Yahya Kemal Beyatlı (asıl adı: Ahmed Agâh), 2 Aralık 1884'te Üsküp'te doğdu. Çocukluğu, Balkanlar'ın Osmanlı kültür havzasında geçti. Bu, onun ruhunda derin bir "vatan" ve "kayıp şehirler" nostaljisi bırakacaktı.
Yahya Kemal için şiir, "musiki ile söz arasında, sözden ziyade musikiye yakın" bir sanattı. Bu musiki arayışının en doğal aracı ise aruz veznidir. Onun aruzu, Türkçenin ritmine ve telaffuzuna öyle ustalıkla uydurmuştur ki, şiirler adeta "konuşur gibi" akar. "Ok" dışındaki tüm şiirlerini aruzla yazması bilinçli bir tercihti. Ona göre, hece vezni milli, aruz ise ümmet ve imparatorluk vezniydi; o, Türkçenin aruz kalıplarını nasıl yumuşattığını göstermek istiyordu.
Yahya Kemal, mükemmeliyetçi bir şairdi. Bu yüzden şiirlerini hayattayken kitap haline getirmedi. Vefatından sonra, dostları ve araştırmacılar notlarını derleyerek kitaplaştırdı.
Şairin en bilinen şiirlerini topladığı bu kitap, Türk şiirinin şaheserlerinden biridir. İçindeki şiirler, aşk, ölüm, tabiat, tarih ve İstanbul temalarını işler.
Divan şiiri geleneğinden beslenen, gazel, şarkı, rubai gibi klasik formlarda yazılmış şiirlerini içerir. "Gazel", "Kar Musikileri" gibi şiirler buradadır.
Kendi rubailerinin ve Ömer Hayyam'dan yaptığı çevirilerin yer aldığı kitaptır.
Şiirleri kadar derinlikli nesirleri de vardır:
Yahya Kemal Beyatlı, geçmişin kültür mirasıyla modern Türk kimliğini kaynaştıran bir köprü şairdir. Aruz veznini Türkçede adeta yeniden var edişi, İstanbul'u bir "medeniyet tasavvuru" olarak şiirleştirişi ve derin tarih bilinciyle, sadece bir şair değil, aynı zamanda bir düşünce adamıdır. Eserleri, her okunduğunda, okuyana "kendi gök kubbesi" altında yeni anlamlar sunmaya devam edecektir.