İslam'ın beş temel şartından biri olan zekat, mali bir ibadet ve toplumsal bir sorumluluktur. Kimlere verileceği ise Kur'an-ı Kerim'de Tevbe Suresi'nin 60. ayetinde açıkça belirtilmiştir. Bu yazıda, ayetin işaret ettiği sekiz sınıfı detaylıca inceleyecek ve zekatın sosyal dengeye katkısını anlamaya çalışacağız.
"Sadakalar (zekatlar) Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekat toplayan memurlar, kalpleri İslam'a ısındırılacak olanlarla (müellefe-i kulûb), köleler, borçlular, Allah yolunda olanlar ve yolda kalmışlar içindir. Allah, hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir."
Bu ayet, zekat verilebilecek kişi ve grupları sınırlandıran ve İslam toplumundaki sosyal güvenlik ağının çerçevesini çizen temel bir nasstır.
Temel ihtiyaçlarını (barınma, gıda, sağlık, giyim vb.) karşılayamayan veya geliri ihtiyaçlarının altında olan kişilerdir. Hiçbir geliri olmayanlar veya geliri yetersiz olanlar bu sınıfa girer.
Fakirden daha zor durumda olan, hiçbir geliri ve varlığı bulunmayan, hatta dilenmek zorunda kalan yoksullardır. Günlük nafakasını dahi temin edemeyen kişiler bu gruba dahildir.
Zekatı toplamak, hesaplamak, korumak ve dağıtmakla görevli devlet memurlarıdır. Bu kişiler, yaptıkları hizmet karşılığında zekat fonundan maaş alabilirler, ihtiyaç sahibi olmasalar bile.
İslam'a yeni girmiş, imanı zayıf olan veya Müslümanlara karşı düşmanlığı engellemek amacıyla desteklenen kişilerdir. Günümüzde bu uygulama, İslam'ı yeni kabul edenlere destek olma veya İslam'a hizmet eden kurumları destekleme şeklinde yorumlanabilir.
Kölelik döneminde, kölelerin özgürlüğünü satın almalarına yardım için kullanılırdı. Günümüzde bu kategori, esaret altındaki insanların kurtarılması, insan ticareti mağdurlarının rehabilitasyonu veya ağır borç altında özgürlüğü kısıtlanmış kişilere yardım olarak anlaşılabilir.
Borcu, temel ihtiyaçlarını karşılamasını engelleyecek düzeyde olan ve borcunu ödeyemeyen kişilerdir. Borcun meşru bir ihtiyaçtan (tedavi, eğitim, barınma vb.) kaynaklanması önemlidir.
İslam'a ve Müslümanlara hizmet eden, maddi destek gerektiren hayır işlerinde çalışan kişi ve kurumlardır. İlim öğrenen öğrenciler, cihat veya hac için yola çıkanlar, dini hizmet veren kuruluşlar bu kapsamda değerlendirilebilir.
Memleketinde varlıklı olsa bile, bulunduğu yerde parasız kalan, seyahatte iken muhtaç duruma düşen kişidir. Acil ihtiyaçlarını karşılamak ve memleketine dönmesini sağlamak için kendisine zekat verilebilir.
Zekat, yalnızca bir yardım değil; sosyal adaleti, dayanışmayı ve ekonomik dengeyi sağlayan köklü bir sistemdir. Tevbe Suresi 60. ayet, bu sistemin hedef kitlesini belirleyerek, yardımın rastgele değil; ölçülü, bilinçli ve maksada uygun şekilde yapılmasını emretmektedir. Zekat verirken bu sekiz sınıfı göz önünde bulundurmak, ibadetin hem şeklen hem de ruhen tamamlanmasını sağlar.
Not: Zekat miktarı, nisap ölçüsü ve detaylı hükümler için din alimlerine danışılması önemle tavsiye olunur.