Ziya Gökalp, Türk düşünce tarihinin en önemli isimlerinden biridir. Onun fikirleri, özellikle Türkçülük ve milliyetçilik anlayışı, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasında büyük rol oynamıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün devlet ve toplum anlayışını şekillendiren bu fikirlerin etkisini anlamak önemlidir.
Ziya Gökalp, Türk milliyetçiliğini kültürel bir temele oturtmuştur. Ona göre millet; dil, din, ahlak ve estetik gibi ortak değerler etrafında birleşen bir topluluktur. Bu "kültür milliyetçiliği" anlayışı, Mustafa Kemal'in benimsediği "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir" sözünde yansımasını bulmuştur. Atatürk, Gökalp'in bu fikirlerinden hareketle, etnik kökenden ziyade ortak vatandaşlık bağına dayalı bir millet tanımı geliştirmiştir.
Gökalp, toplumu "hars" (kültür) ve "medeniyet" olarak ikiye ayırır. Ona göre, milli kültür korunmalı, ancak Batı'nın teknik ve bilimsel medeniyeti alınmalıdır. Bu ayrım, Atatürk'ün çağdaşlaşma hedefiyle örtüşmüştür. Atatürk, Türk toplumunu modern dünyanın bir parçası yaparken, Gökalp'in bu "medeniyet değiştirme" fikrinden etkilenmiş ve laik, akılcı bir devlet yapısını inşa etmiştir.
Ziya Gökalp, "halka doğru" gitmeyi savunmuş ve halkın kültürünün, dilinin önemini vurgulamıştır. Bu düşünce, doğrudan Atatürk'ün Halkçılık ilkesinin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Cumhuriyet'in halk egemenliğine dayalı olması ve seçkinci bir anlayış yerine halkın kendisini yönetmesi fikri, Gökalp'in halka verdiği değerle paralellik gösterir.
Mustafa Kemal Atatürk, Ziya Gökalp'i bir düşünce adamı olarak oldukça değerli bulmuş ve onun eserlerini yakından takip etmiştir. Hatta kendi el yazısıyla Gökalp'in "Türkçülüğün Esasları" kitabına notlar aldığı bilinmektedir. Bu, onun Gökalp'in fikirlerini ne kadar ciddiye aldığının somut bir kanıtıdır.
Ancak şunu unutmamak gerekir: Atatürk, Gökalp'in fikirlerini olduğu gibi kabul etmemiş, onları pratiğe dökmüş, geliştirmiş ve dönüştürmüştür. Örneğin:
Ziya Gökalp, Mustafa Kemal Atatürk için önemli bir fikir hazinesi ve ilham kaynağı olmuştur. Özellikle milliyetçilik, halkçılık ve modernleşme konularındaki düşünceleri, Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinin şekillenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Atatürk, bu fikirleri alıp pratik, akılcı ve devrimci bir sentezle harmanlayarak, modern Türkiye'nin temellerini atmıştır.