Peyami Safa'nın otobiyografik izler taşıyan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanı, bir hastanede geçen olayları ve genç bir hastanın iç dünyasını merkeze alır. Roman, sadece fiziksel acıları değil, aynı zamanda hastalığın getirdiği psikolojik yıpranmayı, yalnızlığı ve hayatı farklı bir pencereden görme biçimini okuyucuya aktarır.
Bu bağlamda, romanın Türk edebiyatındaki önemi ve yeniliği hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?