Soru:
Sait Faik için "O, hiç kimseyi, hiçbir şeyi anlatmaz, sadece hissettirir." denilebilir. Bu durum, onun hikâye anlayışındaki hangi iki temel özelliğin bir sonucudur?
Çözüm:
💡 Bu ifade, Sait Faik'in hikâyeciliğinin özünü yakalamaktadır. "Anlatmamak" ve "hissettirmek" kavramları üzerinden düşünmeliyiz.
- ➡️ 1. Adım: "Anlatmamak" ne demek? Geleneksel hikâyelerde olaylar, neden-sonuç ilişkisi içinde, düz bir anlatımla anlatılır. Sait Faik'te ise merkezde bir "olay" yoktur. Bu, onun Durum (Kesit) Hikâyeciliği benimsediğini gösterir. Olaylar değil, bir anın, bir durumun yarattığı duygu ve izlenimler ön plandadır.
- ➡️ 2. Adım: "Hissettirmek" nasıl olur? Sait Faik, okuyucuya bir şeyi didaktik bir şekilde anlatmak yerine, onu atmosferin içine çeker. Bunu da Lirik ve Şiirsel Bir Anlatım ile başarır. Kelimeleri bir ressamın fırçası gibi kullanır, betimlemeleri ve iç konuşmalarıyla okuyucuda bir duygu durumu yaratır. Adanın kokusunu, denizin sesini, bir balıkçının yalnızlığını hissettirir.
- ➡️ 3. Adım: Sonuç: Bu iki özellik birbiriyle iç içedir. Durum hikâyeciliği, şiirsel anlatım için zemin hazırlar; şiirsel anlatım ise durumun duygu yoğunluğunu okuyucuya aktarır.
✅ Bu nedenle, Sait Faik'in "hissettiren" anlatımının ardında yatan iki temel özellik: 1) Durum (Kesit) Hikâyeciliği ve 2) Lirik (Şiirsel) Anlatım'dır.