Soru:
Türk edebiyatında "Geçiş Dönemi" olarak adlandırılan 11.-13. yüzyıllar arasındaki eserlerin hem İslamiyet öncesi hem de İslami dönem edebiyatına ait özellikler taşımasının nedeni, dönemlendirme ölçütlerinden hangisi/hangileri ile en iyi açıklanır? Bu ölçütlerin bu dönemde nasıl bir etkileşim içinde olduğunu örnek vererek açıklayınız.
Çözüm:
💡 Bu soru, birden fazla ölçütün aynı anda ve kademeli olarak değiştiği bir dönemi anlamamızı istiyor.
- ➡️ Birinci Adım: Geçiş Dönemi, Türklerin İslamiyet'i kabul etmeye başladığı ve yeni din-kültür ile eski geleneklerinin iç içe geçtiği bir süreçtir. Bu nedenle, tek bir ölçütle açıklanamaz.
- ➡️ İkinci Adım: Bu durumu en iyi açıklayan ölçütler Din ve Kültür Değişimleri, Dil Özellikleri ve Zihniyet'tir. Bu ölçütler birbirini besleyerek ilerler.
- ➡️ Üçüncü Adım (Etkileşim ve Örnek):
Örnek Eser: Kutadgu Bilig (11. yy.)
- • Din Değişimi → Zihniyet Değişimi: Eser, İslami bir çerçevede (Allah'a şükür, peygamber övgüsü) yazılmıştır. Ancak içeriği, İslamiyet öncesi Türk devlet geleneğinin "kut" (saadet, devlet) anlayışı ve ahlak kuralları ile doludur. Yani, yeni din, eski töre ve devlet anlayışı ile harmanlanmıştır.
- • Zihniyet → Dil ve Tür: Bu harmanlanmış zihniyet, dil ve türe yansır. Eser, İslami edebiyatın yaygın nazım biçimi olan "mesnevi" tarzında yazılmıştır. Ancak dili, hem eski Türkçe sözcükler hem de yeni giren Arapça-Farsça kelimeleri bir arada bulunduran bir geçiş dilidir (\( \text{Karahanlı Türkçesi} \)). Aruz ölçüsü kullanılmasına rağmen, dörtlük nazım birimine yer yer rastlanır.
✅ Sonuç: Geçiş Dönemi, Din, Dil ve Zihniyet ölçütlerinin eşzamanlı ve kademeli bir dönüşüm içinde olduğu bir süreçtir. Bir ölçütteki değişim (örneğin din), diğer ölçütleri (dil, zihniyet, tür) de etkileyerek hem eski hem yeniye ait izler taşıyan "melez" bir edebî kimlik oluşturur.