Her yıl 10 Kasım sabahı saat 09:05'te, Türkiye'nin kalbi bir kez daha durur. Sirenlerin eşlik ettiği o derin sessizlikte, yalnızca Ata'mıza duyulan özlem ve minnet duyguları yankılanır. Bu özel ve hüzünlü günde, duygularımızı en saf haliyle ifade etmenin en güçlü yollarından biri de şiirdir. İşte, 10 Kasım'ın buruk atmosferini en iyi yansıtan, gözleri dolduran ve kalpleri titreten duygusal Atatürk şiirleri...
Bu şiirler, yalnızca bir liderin kaybını değil, bir milletin babasını, rehberini ve en büyük umudunu kaybedişinin derin acısını anlatır. Her mısra, bir yasın ve sonsuz bir minnetin ifadesidir.
En unutulmaz dizelerinden: "Atatürk'üm ben şimdi / Samsun'dan Ankara'ya kadar / Kaç Mustafa Kemal gördüm / Harf inkılabı yapıyorlar..." Dağlarca, bu şiirinde Atatürk'ün fikirlerinin ve devrimlerinin aslında her yerde yaşadığını, onun fiziken aramızdan ayrılsa da her bir ilkesiyle içimizde olduğunu vurgular. Hüzünlü ama bir o kadar da umut doludur.
Necatigil'in naif ve içli üslubuyla kaleme aldığı bu şiir, büyük bir kaybın kişisel yansımalarını anlatır. "Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı / Selam durdu kayığı, çaparı, takası..." gibi dizelerle başlayan şiir, adeta bir anı defterinden fırlamış gibidir ve dinleyeni o tarihi ana götürürken, ardından gelen boşluğu hissettirir.
"Atatürk, ta derinden / Gelen sesinle beni / Callandırdın bir gece." diye başlayan bu şiir, Tarancı'nın samimi ve duygu yüklü sesinden dökülür. Liderle kurulan manevi bir bağ, bir çağrı ve ona olan bağlılık, derin bir özlemle harmanlanarak anlatılır.
Nazım'ın epik anlatımı içinde, Atatürk portresi bambaşka bir duyguyla çıkar karşımıza. "Yürüyorduk... / Karanlıkta... / Ve birden / Mustafa Kemal'in sesi geldi: / 'Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!'" gibi dizeler, kaybedişin büyüklüğünü, onun yokluğunda bu sesin ne kadar özlenebileceğini düşündürür.
Anonim halk şiirleri ve türkülerdeki Atatürk sevgisi ve özlemi, belki de en yalın ve en dokunaklı halini alır. "Atatürk'üm ebediyen / Kalbimizde yaşayacaksın" gibi sade ama yürekten söylenen dizeler, resmi şiirlerden farklı olarak, halkın içinden gelen saf bir ağıt gibidir.
Eğer siz de içinizdeki duyguları mısralara dökmek isterseniz, şu temalar üzerine yoğunlaşabilirsiniz:
Bu şiirler, kağıt üzerindeki mısralardan çok daha fazlasıdır. Her biri, Türk milletinin kolektif hafızasında yer eden, hüznü ve minneti nesilden nesile taşıyan birer kültürel köprüdür. 10 Kasım'da okunan her şiir, yalnızca bir anma değil, aynı zamanda "Ben buradayım, seni unutmadım, senin izindeyim" demenin en kadim ve en güzel yoludur.
Ruhun şad olsun, büyük Atam. Seni her 10 Kasım'da, her gün olduğu gibi, şiirlerin dilinden duyulan bir özlemle anıyoruz.