1982 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuki temelini oluşturan ve devletin işleyişini düzenleyen en üst hukuk normudur. Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen dört temel ilke, devletin niteliklerini tanımlamakta ve bu ilkeler üzerinde değişiklik yapılması teklif dahi edilememektedir.
Demokratik devlet ilkesi, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ifade eder. Bu ilkenin temel unsurları:
Demokratik devlet anlayışı, Anayasa'nın "Egemenlik" başlıklı 6. maddesinde "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir." hükmüyle somutlaşmaktadır.
Laiklik ilkesi, devletin din ve vicdan özgürlüğüne saygılı olmasını, ancak dini kurallarla yönetilmemesini ifade eder. Bu ilkenin temel özellikleri:
Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmasında temel araçlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Sosyal devlet anlayışı, devletin toplumsal adaleti ve refahı sağlamak için aktif rol üstlenmesini gerektirir. Bu ilkenin temel unsurları:
Sosyal devlet ilkesi, Anayasa'nın "Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler" bölümünde detaylandırılmıştır.
Hukuk devleti ilkesi, devletin tüm eylem ve işlemlerinin hukuka uygun olmasını ve yargısal denetime tabi olmasını ifade eder. Bu ilkenin temel özellikleri:
Hukuk devleti ilkesi, bireylerin devlet karşısında haklarını arayabilmesinin ve keyfi uygulamalara karşı korunmasının teminatıdır.
Bu dört temel ilke birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Demokratik devlet olmadan hukuk devleti, laik devlet olmadan demokratik devlet, sosyal devlet olmadan da gerçek anlamda hukuk devleti olunamaz. Bu ilkeler birlikte, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş ve insan onuruna yakışır bir devlet yapısını oluşturur.
1982 Anayasası'nın temel ilkeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini yansıtan ve devletin geleceğini şekillendiren anayasal değerlerdir. Bu ilkeler, Anayasa'nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri arasında yer alarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel karakterini oluşturmaktadır.