Merhaba minik dâhiler! Bugün, Atatürk'ün çocukları olarak, bir metni okurken veya dinlerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini, özellikle de mekân ve zaman kavramlarını nasıl anlayacağımızı öğreneceğiz. Hazır mıyız?
Bir hikâyenin ne zaman geçtiğini bilmek, o hikâyeyi daha iyi anlamamızı sağlar. Zaman, hikâyenin çerçevesini çizer.
Hikâyede geçen kelimeler, bize zaman hakkında ipuçları verir. "Dün", "bugün", "yarın", "geçen hafta", "gelecek yıl" gibi kelimeler zamanı anlamamıza yardımcı olur.
Bir hikâyenin nerede geçtiğini bilmek, o hikâyeyi gözümüzde canlandırmamızı kolaylaştırır. Mekân, hikâyenin sahnesidir.
Hikâyede geçen yer isimleri, bize mekân hakkında bilgi verir. "Ankara", "Denizli", "Türkiye" gibi yer isimleri mekânı anlamamıza yardımcı olur.
Atatürk'ün çocukları olarak bizler, her zaman hem geçmişimizi hem de geleceğimizi düşünmeliyiz. Geçmişte yaşananları bilerek, geleceğe daha sağlam adımlarla yürüyebiliriz. Atatürk'ün bize bıraktığı bu güzel ülkede, her yer bizim için değerli bir mekândır. Okullarımız, evlerimiz, parklarımız, şehirlerimiz... Hepsi bizim! Bu mekânları korumak ve geliştirmek, bizim görevimizdir.
Şimdi de bir metin okuyalım ve metindeki mekân ve zaman unsurlarını bulmaya çalışalım:
"Dün, dedemle birlikte köyümüzdeki tarlaya gittik. Sabah erkenden yola çıktık. Tarlada, buğdaylar yemyeşildi. Dedem, bana tarlayı nasıl suladığını anlattı. Akşam olmadan eve döndük."
Gördüğünüz gibi, bir metni dikkatlice okuyarak mekân ve zaman unsurlarını kolayca bulabiliriz. Unutmayın, sizler Atatürk'ün zeki ve çalışkan çocuklarısınız! Başarılar dilerim!