Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) edebiyatımızın denizle en içli dışlı olan yazarıdır. Onun 1945 tarihli Aganta Burina Burinata romanı, sadece bir macera hikâyesi değil, aynı zamanda denizin felsefesini, aşkını ve hüzünlerini anlatan bir başyapıttır. "Aganta" (yelkenleri tut) ve "Burina Burinata" (yelkenleri boşalt) terimleri, romanın ruhunu özetler: Hayat, deniz gibi dalgalı, rüzgâr gibi değişkendir.
Roman, Mahmut adındaki bir gencin, Bodrum'da başlayıp tüm Akdeniz'e yayılan denizci olma serüvenini anlatır. Mahmut için deniz, bir meslek değil, bir tutku, bir varoluş biçimidir. Roman onun çocukluğundan, ilk deniz tecrübelerine, aşkına ve hayal kırıklıklarına uzanan yolculuğunu epik bir dille sunar.
Yazar, eserinde teknik denizcilik terimlerini şiirsel bir dille harmanlar. Anlatımında Ege ve Akdeniz'in mitolojisi, tarihi ve coğrafyası sıkça yer bulur. Bu sayede roman, sıradan bir öykü olmaktan çıkar, adeta bir "deniz destanı"na dönüşür.
Aganta Burina Burinata, okuru mavinin derinliklerine davet eden, sadece olayları değil, duyguları ve doğanın sesini de aktaran benzersiz bir romandır. Halikarnas Balıkçısı'nın denize olan sevgisinin en somut hali olan bu kitap, Türk edebiyatında "deniz edebiyatı" türünün de mihenk taşı kabul edilir. Rüzgârın yelkenleri doldurduğu, tuzun dudağa çalındığı unutulmaz bir okuma deneyimi vaat eder.