Divan edebiyatı, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültür ve sanat hayatında yüzyıllar boyunca etkili olmuş, Arap ve Fars edebiyatlarının izlerini taşıyan zengin bir şiir geleneğidir. Bu gelenek içinde yetişen şairler, sadece Türk edebiyatının değil, dünya şiirinin de unutulmaz isimleri arasına girmiştir. İşte bu muazzam geleneğin en önemli temsilcilerinden altısı: Hoca Dehhani, Fuzuli, Baki, Nabi, Nedim ve Şeyh Galip.
Divan edebiyatının bilinen ilk şairi kabul edilir. Anadolu Selçuklu sarayında yetişmiş, Farsça şiirler yazmıştır. "Selçuklu Şehnamesi" adlı bir eser kaleme aldığı düşünülse de bu eser günümüze ulaşmamıştır. Divan şiirinin Anadolu'daki ilk temsilcisi olarak önemli bir yere sahiptir.
Divan şiirinin tartışmasız en büyük lirik şairidir. Azerbaycan doğumlu olan Fuzuli, Türkçe, Arapça ve Farsça divanlar yazmıştır. Eserlerinde aşk, ıstırap, yalnızlık ve ilahi sevgi temalarını işlemiştir.
"Sultanü'ş-Şuara" (Şairler Sultanı) unvanıyla anılır. İstanbul'da doğmuş, Kanuni Sultan Süleyman döneminde zirveye ulaşmıştır. Şiirlerinde dünya zevkleri, yaşama sevinci, rindane bir tavır ve sanatçı gururu öne çıkar.
Didaktik (öğretici) şiirin en önemli temsilcisidir. Şiirlerinde hikmet, öğüt, toplumsal eleştiri ve ahlaki değerler ön plandadır. "Hikemi tarz"ın kurucusu kabul edilir.
Lale Devri'nin neşeli, coşkulu sesidir. Divan şiirine getirdiği yeniliklerle "mahallileşme akımı"nın öncüsü olmuştur. Şiirlerinde İstanbul Türkçesi, günlük hayat, zevk, eğlence ve İstanbul sevgisi işlenir.
Divan edebiyatının son büyük şairi kabul edilir. Mevlevi çevrede yetişmiş, tasavvufi düşünceyi derin bir sembolizmle işlemiştir. Sebk-i Hindi (Hint üslubu) akımının Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisidir.
Bu şairler, farklı yüzyıllarda ve farklı tarzlarda eser vermiş olsalar da bazı ortak noktaları paylaşırlar:
Divan edebiyatı şairleri, yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan şiirleriyle Türkçenin estetik sınırlarını zorlamış, duygu ve düşünce dünyamızı zenginleştirmiş kültür hazinelerimizdir. Her biri, içinden çıktıkları dönemin ruhunu yansıtırken, evrensel insani temaları işleyerek zamanın ötesine geçmeyi başarmışlardır.