Akşam Güneşi, Türk edebiyatının usta kalemi Reşat Nuri Güntekin'in 1926 yılında yayımlanan önemli eserlerinden biridir. Yazarın karakter tahlillerindeki derinlik ve toplumsal gözlem gücünü yansıtan bu roman, dönemin sosyal yapısı içinde geçen dokunaklı bir aşk ve ihanet öyküsü anlatır.
Roman, idealist bir öğretmen olan Feride ile başarılı doktor Selim'in mutlu nişanlılık dönemini anlatarak başlar. İki genç, modern ve aydınlık bir gelecek hayali kurmaktadır. Feride, öğretmenlik yapacağı Anadolu'ya gitmek için heyecan duyarken, Selim de tıp alanındaki kariyerine odaklanmıştır.
Feride'nin yakın arkadaşı Leyla, bu mutlu tabloyu bozan karakterdir. Leyla, Selim ile Feride arasına girerek, onları birbirinden uzaklaştırmaya çalışır. Zamanla Selim'in duyguları Leyla'ya kayar ve bu durum Feride'yi derinden yaralar. Yaşanan ihanet, Feride'nin dünyasını altüst eder.
Feride, hayal kırıklığı ve acı içinde nişanı atar. Hem aşkı hem de en yakın arkadaşı tarafından ihanete uğramıştır. Bu travma, onun hayata ve insanlara bakışını tamamen değiştirir. Roman, Feride'nin bu yıkımdan sonra kendi iç dünyasında ve mesleğinde anlam arayışını konu alır.
Reşat Nuri Güntekin, bu romanda da realist ve psikolojik tahlillere dayalı akıcı bir anlatım sergiler. Karakterlerin iç dünyalarını, ikilemlerini ve çatışmalarını olağanüstü bir duyarlılıkla işler. Dönemin sosyal yaşamına dair gözlemleri, romanı sadece bir aşk hikâyesi olmaktan çıkarıp toplumsal bir belge haline getirir.
Akşam Güneşi, Türk edebiyatında "kadın psikolojisi"ni derinlemesine işleyen ilk romanlardan biri olarak kabul edilir. Feride karakteri üzerinden, dönemin aydın Türk kadınının yaşadığı duygusal ve sosyal çelişkiler başarıyla yansıtılır. Roman, okuyucuyu bir aşk hikâyesinin ötesinde, insan ilişkilerinin karmaşıklığı, güvenin kırılganlığı ve hayata yeniden başlama cesareti üzerine düşündüren zamansız bir eserdir.
Reşat Nuri'nin bu kitabı, yazarın diğer büyük eserleri Çalıkuşu ve Yaprak Dökümü ile birlikte, Türk romanının klasikleri arasında sağlam bir yer edinmiştir.