Atatürk'ün ilkeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini ve modernleşme yol haritasını oluşturan temel prensiplerdir. Bu ilkeler, 1935 yılında Cumhuriyet Halk Partisi programına girmiş ve 1937'de anayasamızda yer almıştır. Birlikte bir bütünü oluştururlar ve birbirini tamamlarlar.
Bu ilkenin temelini, egemenliğin millete ait olması fikri oluşturur. Cumhuriyetçilik, monarşiye karşıdır ve devlet başkanının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimini ifade eder. Halkın kendi kendisini yönetmesi, seçme ve seçilme hakkına sahip olması bu ilkenin en önemli sonucudur.
Atatürk milliyetçiliği, ırkçılığa ve saldırganlığa karşı, birleştirici ve yapıcı bir anlayıştır. Bu ilkeye göre Türk milleti, ortak bir vatan, dil, kültür ve ideal etrafında kenetlenmiş bir topluluktur. Milliyetçilik ilkesi, "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözünde ifadesini bulan, vatandaşlık bağına dayanan bir anlayıştır.
Halkçılık ilkesi, hiçbir sınıf, aile veya zümrenin ayrıcalığının olmamasını, kanun önünde herkesin eşit olmasını öngörür. Amaç, toplumdaki sınıf farklılıklarını en aza indirgeyerek halkın refahını artırmak ve milleti oluşturan tüm bireylerin devlet hizmetlerinden eşit şekilde yararlanmasını sağlamaktır.
Laiklik, devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Bu ilke, inanç özgürlüğünü güvence altına alırken, devletin tüm dinler karşısında tarafsız olmasını gerektirir. Hukuk kurallarının ve eğitimin akıl ve bilime dayalı olmasını sağlamak laikliğin temel amaçlarındandır.
Bu ilke, ekonomik kalkınmada devletin düzenleyici ve üretici rolünü ifade eder. Özel teşebbüsün yetersiz kaldığı veya ulusal çıkarlar için gerekli görülen alanlarda (ağır sanayi, altyapı yatırımları gibi) devletin doğrudan yatırım yapmasını öngörür. Karma bir ekonomik modeli temsil eder.
İnkılapçılık, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak amacıyla yapılan köklü değişiklikleri ve bu değişim sürecinin sürekliliğini ifade eder. Bu ilke, durağanlığa karşıdır; akıl, bilim ve teknolojideki gelişmeleri takip ederek sürekli bir yenileşmeyi hedefler.
Bu altı ilke, "Cumhuriyetçilik" temel taşı üzerine oturur ve diğer ilkeler bu temeli güçlendirir. Birlikte, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmasının teminatıdırlar.