Azot, periyodik tabloda N simgesiyle gösterilen, atom numarası 7 olan bir elementtir. Doğada en yaygın bulunan elementlerden biridir ve atmosferimizin hacimce yaklaşık %78'ini oluşturur. Ancak azot, bu atmosferik hacmin büyük kısmında tek başına bir atom olarak değil, iki atomunun bir araya gelmesiyle oluşan bir molekül halinde bulunur.
Azot molekülünün formülü N₂ şeklinde yazılır. Bu gösterim, bir azot molekülünün, aralarında kuvvetli bir kimyasal bağ bulunan iki azot atomundan (N) oluştuğunu ifade eder.
İki azot atomu arasında, toplam üç kovalent bağ bulunur. Bu yapıya üçlü bağ denir ve azot molekülünü son derece kararlı ve reaksiyona girmeye isteksiz (inert) kılar. Bu bağın gösterimi şu şekildedir:
Bu üçlü bağın kırılması için yüksek enerji gerektiğinden (\( \text{N}_2 \) molekülünün disosiyasyon enerjisi yaklaşık 942 kJ/mol'dür), azot gazı oda sıcaklığında çok az reaksiyona girer.
Azot, proteinlerin, nükleik asitlerin (DNA/RNA) ve klorofilin temel yapı taşıdır. Ancak canlıların çoğu, bu hayati elementi doğrudan atmosferdeki N₂ gazı formundan kullanamaz.
Atmosferik azotun (N₂) kullanılabilir forma (amonyak, nitrat vb.) dönüştürülmesine azot fiksasyonu denir. Bu süreç üç ana yolla gerçekleşir:
N₂ formülüyle gösterilen azot molekülü, görünüşte sade ve inert olmasına rağmen, gezegenimizdeki yaşamın sürdürülebilirliği için olmazsa olmaz bir role sahiptir. Atmosferin büyük kısmını oluşturarak soluduğumuz havayı dengeler, aynı zamanda biyolojik moleküllerin temel yapı taşı olarak tüm canlıların yapısına katılır. Doğanın bu "sessiz devi", hem ekosistem döngülerinin hem de modern endüstrinin kritik bir parçasıdır.