Millî Mücadele'nin en kritik ve en yoğun askerî harekâtlarının yaşandığı Batı Cephesi, özellikle Yunan ordusuna karşı verilen mücadelenin merkezi olmuştur. Bu cephe, düzensiz Kuvâ-yi Milliye birliklerinden düzenli orduya geçiş sürecinin ve modern harp stratejilerinin uygulandığı bir sınav alanıdır.
Batı Cephesi'nin ilk dönemlerinde Yunan ilerleyişine karşı Kuvâ-yi Milliye birlikleri direniş göstermiştir. Ancak bu birlikler:
Bu nedenle TBMM, 8 Kasım 1920'de aldığı kararla Kuvâ-yi Milliye'yi resmen lağvederek yerine düzenli orduyu kurmuştur. Bu karar, askerî disiplini sağlamak ve daha etkili bir savunma/saldırı gücü oluşturmak için hayati önem taşıyordu.
Batı Cephesi Komutanlığı'na atanan İsmet Paşa (İnönü) önderliğinde:
Megali İdea (Büyük Ülkü) hayalini gerçekleştirmek isteyen Yunanistan, İzmir'in işgali sonrası Anadolu içlerine ilerlemeyi planlıyordu. Yunan ordusu:
Düzenli ordunun ilk zaferi olarak kabul edilir. Yunan ordusunun Eskişehir'i ele geçirme girişimi, İsmet Paşa komutasındaki Türk kuvvetleri tarafından durdurulmuştur.
Sonuçları:
Yunanlıların Birinci İnönü yenilgisinin rövanşını alma girişimidir. Yine başarısız olmuş ve Türk ordusu savunma hatlarını korumuştur.
Sonuçları:
Yunan ordusunun genel taarruzu karşısında Türk ordusu, ağır kayıplar vererek Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmek zorunda kaldı. Taktik bir geri çekilme olan bu hareket, orduyu yok olmaktan kurtarmıştır.
"Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır." emriyle Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat komutayı üstlendiği bu muharebe, Millî Mücadele'nin dönüm noktasıdır. Yunan ordusu taarruz gücünü kaybetmiş ve savunmaya geçmek zorunda kalmıştır.
Sonuçları:
Bir yıllık titiz hazırlığın ardından başlatılan Büyük Taarruz, Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlanmıştır. Dumlupınar'da gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusu büyük bir bozguna uğratılmış, 9 Eylül'de İzmir'in kurtarılmasıyla Batı Cephesi'ndeki savaş fiilen sona ermiştir.
Batı Cephesi'ndeki mücadele, düzensiz milis kuvvetlerinden düzenli bir orduya geçişin, bu ordunun tecrübe kazanarak güçlenmesinin ve nihayetinde kesin bir zaferle taçlanmasının tarihidir. Yunan ordusuna karşı kazanılan zaferler, sadece askerî bir başarı değil, aynı zamanda Türkiye'nin siyasi ve diplomatik varlığını tüm dünyaya kabul ettirmesinin de temelini atmıştır.