İslam inancında melekler, Allah'ın emirlerini eksiksiz yerine getiren, nurani varlıklardır. Bu meleklerden biri olan Cebrail (Cibrîl) A.S., özel ve son derece önemli bir görevle yükümlü kılınmıştır: Vahiy Meleği olmak. O, Allah ile peygamberler arasındaki ilahi mesajların taşıyıcısıdır.
Kur'an-ı Kerim'de "Ruhu'l-Kudüs" (Kutsal Ruh), "Ruhu'l-Emin" (Güvenilir Ruh) ve "Şedidü'l-Kuva" (Çok Kuvvetli) gibi isimlerle de anılan Cebrail, meleklerin en üstünlerinden ve "mukarrebûn" (Allah'a en yakın) meleklerdendir. Görevinin ehemmiyeti nedeniyle tüm semavi dinlerde büyük bir saygıyla anılır.
Cebrail'in en temel görevi, Allah'ın emirlerini, hükümlerini ve kitaplarını peygamberlere iletmektir. Bu sürece vahiy denir.
Cebrail A.S., peygamberleri zor anlarında desteklemiş ve onlara güç vermiştir. Örneğin:
Kur'an'da bildirildiği üzere, "Ruh" (Cebrail) ve melekler, kıyamet günü ve diğer ilahi işlerde düzen içinde Allah'ın emrini yerine getirirler (Nebe' Suresi, 38. ayet).
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), Cebrail'i genellikle aslı suretinde (melek formunda) çok nadiren görmüştür. Bu haldeyken ufku kaplayan, 600 kanadı olan heybetli bir varlık olarak tasvir edilir. Çoğu zaman ise insan kılığında, özellikle Dıhye isimli sahabenin suretinde gelmiştir. Bu durum, peygamberlerle iletişimi kolaylaştırmıştır.
Cebrail A.S., imanın şartlarından olan "meleklere iman"ın ayrılmaz bir parçasıdır. Onun varlığına ve görevine inanmak, aynı zamanda vahye ve indirdiği kitaba da iman etmek anlamına gelir. İslam sanatında (hat, minyatür) ve edebiyatında sıkça konu edilmiş, saygıyla yad edilmiştir.
Cebrail A.S.'ın görevi, sadece geçmişte kalan bir iletişim faaliyeti değildir. O, Müslümanların inandığı son ilahi mesaj olan Kur'an-ı Kerim'i getiren vasıta olarak, kıyamete kadar sürecek bir hidayet rehberinin bizlere ulaşmasındaki en kritik rolü üstlenmiştir. Bu yönüyle onun görevi, insanlık tarihinin en önemli manevi hizmetlerinden biridir.