Periyodik tablonun 30. elementi olan çinko, günlük hayatımızda sandığımızdan çok daha fazla yer kaplayan, mavimsi beyaz renkte bir geçiş metalidir. Sembolü Zn olan bu element, Latince "zincum" kelimesinden türemiştir ve insanlık tarihinde binlerce yıldır kullanılmaktadır.
Çinko, oda sıcaklığında katı halde bulunur. Erime noktası 419,5°C, kaynama noktası ise 907°C'dir. Nispeten düşük erime noktası, onu işlenebilir kılan özelliklerinden biridir. Havada matlaşır ve yüzeyinde koruyucu bir ZnCO₃ tabakası oluşur. Asitler ve bazlarla reaksiyona girerek hidrojen gazı açığa çıkarır.
Çinko, seyreltik hidroklorik asit ile tepkimeye girdiğinde çinko klorür ve hidrojen gazı oluşur:
Zn (k) + 2HCl (s) → ZnCl₂ (s) + H₂ (g)
Çinkonun en yaygın kullanımı, demir ve çelik yüzeylerin kaplanmasıdır. Bu işleme galvanizleme denir. Çinko, kendinden daha aktif (anot) olduğu için demiri korozyondan fedakarlık yaparak korur.
Alkalin pillerde ve çinko-karbon pillerde anot malzemesi olarak kullanılır. Şarj edilebilir çinko-hava pilleri de gelecek vaat eden teknolojiler arasındadır.
Çinko, insan vücudu için eser elementtir. Bağışıklık sistemi, DNA sentezi, yara iyileşmesi ve tat-alma duyusu için gereklidir. Eksikliğinde büyüme geriliği, saç dökülmesi ve enfeksiyonlara yatkınlık görülebilir.
Çinko doğada saf halde bulunmaz. En önemli cevherleri sfalerit (ZnS), zinkit (ZnO) ve smithsonit (ZnCO₃)'tir. Üretim genellikle kavurma ve elektroliz işlemleriyle yapılır. Dünyada en büyük çinko üreticileri Çin, Peru ve Avustralya'dır.
Çinko, antik çağlarda pirinç yapımında dolaylı yoldan kullanılsa da, saf olarak ilk kez 13. yüzyılda Hindistan'da üretilmiştir. Avrupa'da ise 18. yüzyılda sistematik olarak üretilmeye başlanmıştır.
Çinko, modern yaşamın görünmez ama vazgeçilmez bir parçasıdır. Cebimizdeki madeni paradan, üzerinde yürüdüğümüz galvanizli çatıya, kullandığımız pilden vücudumuzdaki enzimlere kadar hayatın birçok alanında Zn sembolüyle karşımıza çıkar.