Reşat Nuri Güntekin, Türk edebiyatının en usta kalemlerinden biridir ve "Damga" (1924) romanı, onun toplumsal meselelere olan duyarlılığını ve karakter tahlillerindeki derinliğini gösteren önemli eserlerinden biridir. Roman, bir genç adamın hayatını karartan bir iftiranın ve toplumun acımasız "damga"sının etkilerini merkezine alır. İşte bu etkileyici romanın detaylı bir özeti ve temel çözümlemesi.
Roman, kahramanımız İffet'in çocukluk yıllarından başlar. Annesiz büyüyen İffet, babasının ölümünden sonra dul ve kindar bir kadın olan Madam Feri'nin yanına verilir. Burada zor bir çocukluk geçirir. Yıllar sonra, dürüstlüğü ve çalışkanlığı sayesinde iyi bir memur olmuştur ve amiri Ragıp Bey'in kızı Mükerrem'e aşıktır.
Bir gece, arkadaşı Vehip'i ziyarete giden İffet, onun evinde bir kavga anına tanık olur ve kendini olay yerinden uzaklaşırken bulur. Ertesi gün, Vehip'in karısının ölü bulunduğu haberi gelir. İffet, o gece orada olduğu için kendini suçlu hissetmeye başlar. Üstelik, Vehip ve Ragıp Bey, İffet'i suçlar. Mahkeme sürecinde masum olduğu anlaşılsa da, toplum gözünde artık üzerinde bir damga vardır: "Katil zanlısı".
Bu iftira, İffet'in hayatını altüst eder. İşini, itibarını ve sevdiği kızı kaybeder. Hayatının geri kalanını bu lekeyi temizlemeye ve kaybettiklerini geri kazanmaya adar. Roman, İffet'in bu mücadelesi, iç hesaplaşmaları ve toplumun bağışlayıcılıktan uzak, acımasız yargıları etrafında şekillenir.
"Damga", sadece polisiye unsurlar taşıyan bir roman değil, aynı zamanda derin bir psikolojik ve toplumsal tahlil eseridir. Reşat Nuri Güntekin, İffet karakteri üzerinden, bireyin toplum karşısındaki çaresizliğini, itibarın kırılganlığını ve hayatın geri döndürülemez hatalarla şekillenişini ustalıkla anlatır. Eser, okuyucuyu "önyargı" ve "yargı" üzerine düşünmeye sevk eden, etkisi uzun süren klasiklerimizdendir.