Deprem, yer kabuğundaki enerjinin aniden boşalmasıyla oluşan bir doğa olayıdır. Bu enerji boşalımının gerçekleştiği noktayı tanımlamak için iki önemli terim kullanılır: iç merkez (hiposantr) ve dış merkez (episantr).
Dış merkez (Episantr), depremin yerin içinde başladığı noktanın (iç merkezin), yer yüzeyine dik olarak yansıdığı noktadır. Başka bir deyişle, depremin yeryüzünde en şiddetli hissedildiği ve genellikle en fazla hasarın oluştuğu bölgenin tam üzerindeki nokta olarak düşünülebilir.
Bu iki kavram arasındaki ilişkiyi anlamak için bir örnek verelim:
💡 Örnek: Yerin 10 km altında bir deprem olduğunu düşünün. Enerjinin boşaldığı o 10 km derinlikteki nokta iç merkezdir. Bu noktadan yukarıya, yeryüzüne çizdiğimiz hayali dikey çizginin yeryüzünde değdiği nokta ise dış merkezdir. Deprem dalgaları bu noktadan çevreye yayılır ve en güçlü etkiyi burada gösterir.
Deprem haberi aldığımızda, haberlerde "Depremin dış merkezi İzmir'in Seferihisar ilçesinin 5 km açığı" gibi ifadeler duyarız. Bu, depremin yeryüzünde en güçlü olarak hissedildiği ve etkilerinin merkezinde olduğu bölgeyi tarif eder. Afet yönetim ekipleri, yardım ve kurtarma çalışmalarını öncelikle dış merkez ve çevresinde yoğunlaştırır.