Divan edebiyatında, belirli konuları işlemek üzere oluşturulmuş, geleneksel yapıda birçok nazım (şiir) türü bulunur. Bu türlerin her birinin kendine özgü bir konusu ve amacı vardır. İşte en önemlileri:
Allah'ın birliğini, yüceliğini, kudretini ve her şeyin yaratıcısı olduğunu konu edinen şiirlerdir. Genellikle kaside nazım şekliyle yazılırlar ve divanların başında yer alırlar.
Allah'a yalvarmak, dua etmek ve günahların bağışlanmasını dilemek için yazılan şiirlerdir. Samimi ve içten bir dille yazılırlar ve divanlarda tevhitlerden sonra gelirler.
Hz. Muhammed'i (S.A.V.) övmek, onun üstün niteliklerini ve mucizelerini anlatmak için yazılan şiirlerdir. Divan edebiyatında en yaygın nazım türlerinden biridir ve şairler en güzel naatları yazmak için birbirleriyle adeta yarışmışlardır.
Ölen bir kişinin ardından duyulan acıyı, üzüntüyü ve onun erdemlerini anlatmak için yazılan ağıt şiirleridir. Genellikle terkib-i bend veya terci-i bend gibi bentlerle kurulan nazım şekilleriyle yazılırlar. Özellikle Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişini konu alan mersiyelere mersiye-i maktel denir.
Padişah, sadrazam, şeyhülislam, vezir gibi devletin ileri gelen kişilerini veya dönemin önemli şahsiyetlerini övmek için yazılan şiirlerdir. Kasidelerin asıl bölümünü oluştururlar.
Bir kişiyi, kurumu veya toplumsal bir durumu yermek, eleştirmek ve alay etmek için yazılan şiirlerdir. En ünlü hicviye örneklerini Nef'i vermiştir.
Şairin kendi sanatını, şairliğini ve kişisel özelliklerini övdüğü bölümlerdir. Genellikle kasidelerin içinde bir bölüm olarak yer alır.
Bu nazım türleri, Divan edebiyatı şairlerinin hem dini hem de sosyal konularda duygu ve düşüncelerini ifade etmek için kullandıkları temel kalıplardır. Bir divan (şairin şiirlerinin toplandığı kitap) genellikle sırasıyla Tevhit, Münacaat, Naat ve diğer şiirler olacak şekilde düzenlenirdi.