Modern fiziğin kilometre taşlarından biri olan fotoelektrik olay, Albert Einstein'a 1921 Nobel Fizik Ödülü'nü kazandırdı. Bu olay ve denklem, ışığın sadece bir dalga değil, aynı zamanda foton adı verilen enerji paketçiklerinden oluştuğunu göstererek kuantum mekaniğinin temellerini attı. Denklemin kendisi, \(E_f = E_b + E_k\), görünüşte basit ama devrim niteliğinde bir fikri özetler.
Belirli bir frekanstaki ışık, bir metal yüzeye düştüğünde, yüzeyden elektron koparır. Bu olaya fotoelektrik olay, kopan elektronlara ise fotoelektron denir. Klasik dalga teorisi bu olayı açıklamakta yetersiz kalıyordu. Örneğin, ışığın şiddetini artırmak (daha parlak ışık) daha yüksek enerjili elektronlar çıkarmıyor, sadece sayısını artırıyordu. Asıl belirleyici faktör, ışığın rengi (frekansı) idi.
Einstein'ın önerisi şuydu: Işık, enerjisi \(E = h \cdot f\) olan fotonlardan oluşur. Burada \(h\) Planck sabiti, \(f\) ise ışığın frekansıdır. Bu fotonlar metal yüzeyle etkileşir ve enerjilerini tek bir elektrona aktarırlar. Denklem bu enerji dengesini ifade eder:
Yani, basitçe: Fotonun Getirdiği Enerji = Elektronu Koparmak İçin Harcanan Enerji + Kalan Enerji (Kinetik Enerji)
Denklemden çıkan en önemli sonuçlardan biri eşik frekansı (f₀) kavramıdır. Elektronu koparmak için \(E_f \geq E_b\) olmalıdır. Yani \(h \cdot f \geq E_b\). Buradan, fotoelektrik olayın başlayabilmesi için gereken minimum frekans tanımlanır:
\(f_0 = \frac{E_b}{h}\)
Eğer ışığın frekansı bu eşik frekansının altındaysa, ne kadar parlak (yoğun) olursa olsun, hiçbir elektron koparamaz. Bu, klasik teorinin asla açıklayamayacağı bir olgudur.
Einstein'ın fotoelektrik denklemi sadece teorik bir zafer değil, aynı zamanda birçok modern teknolojinin de temelidir:
Sonuç olarak, \(E_f = E_b + E_k\) denklemi, sadece bir enerji korunumu ifadesi değil; ışığın ikili (dalga-parçacık) doğasını kanıtlayan, bilim tarihinde bir dönüm noktası olan zarif ve güçlü bir ifadedir. Einstein, bu çalışmasıyla bize doğanın kurallarını anlamak için bazen köklü varsayımları sorgulamamız gerektiğini gösterdi.