Eğitim tarihinde, ilerlemecilik (progressivism) akımına bir tepki olarak 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan Esasicilik (Essentialism), geleneksel değerlerin ve temel bilgilerin önemini vurgulayan bir felsefedir. Bu ders notunda, esasiciliğin temel ilkelerini, eğitim anlayışını ve önemli temsilcilerini inceleyeceğiz.
Esasicilik, eğitimin amacının, öğrenciye toplumun kabul görmüş temel bilgi, beceri ve değerlerini sistematik bir şekilde aktarmak olduğunu savunur. İlerlemeciliğin aksine, öğrenci merkezli değil, öğretmen ve konu merkezli bir yaklaşımdır.
Esasicilik akımının en önemli savunucusu, William Chandler Bagley'dir (1874-1946). Bagley, eğitimde gevşek standartlara ve ilerlemeciliğin aşırı bireyselciliğine karşı çıkmıştır. Ona göre, demokratik bir toplumun sürdürülebilirliği, vatandaşların ortak bir temel bilgiye sahip olmasına bağlıdır.
Diğer önemli isimler arasında Arthur Bestor ve E. D. Hirsch Jr. sayılabilir. Hirsch'in "Cultural Literacy" (Kültürel Okuryazarlık) kavramı, esasicilikle büyük ölçüde örtüşür.
İki akım arasındaki temel farkları şu şekilde özetleyebiliriz:
Esasicilik, özellikle standart testler, ulusal çekirdek müfredat oluşturma çabaları ve temel yeterlilik odaklı eğitim politikalarında kendini gösterir. "Herkesin bilmesi gerekenler" listeleri ve merkezi sınavlar, bu felsefenin modern uzantılarıdır.
Esasicilik, eğitimde kalite, disiplin ve akademik standartların korunması adına önemli bir işlev görmüştür. Eleştirmenler, onun yaratıcılığı, bireysel farklılıkları ve sosyal değişimi göz ardı ettiğini savunur. Ancak, temel becerilerin kazandırılması konusundaki vurgusu, hala pek çok eğitim sisteminin temel taşlarından biridir.
Özetle: Esasicilik, "önce temeller sağlam olsun" diyen, gelenekselci ve özü korumacı bir eğitim felsefesidir.