Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemini anlamak, sadece savaşları ve fetihleri değil, aynı zamanda Anadolu'nun sosyal dokusunu oluşturan bu önemli teşkilatları anlamaktan geçer. Gaziyan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum ve Bacıyan-ı Rum, 13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu'da siyasi, ekonomik ve sosyal hayatı şekillendiren üç temel gruptu. Gelin, bu gizli kahramanları daha yakından tanıyalım.
Gaziyan-ı Rum, kelime anlamı olarak "Anadolu Gazileri" demektir. Bunlar, İslam'ı yaymak ve Türk-İslam hakimiyetini genişletmek amacıyla sınır bölgelerinde cihat faaliyetlerinde bulunan derviş-gazi şahsiyetlerdi.
Ahiyan-ı Rum, "Anadolu Ahileri" anlamına gelir. Ahilik, Anadolu'daki esnaf ve zanaatkârların bir araya gelerek oluşturduğu, dini-ahlaki ilkelere dayanan bir teşkilattı.
Bacıyan-ı Rum, yani "Anadolu Bacıları", Ahi teşkilatının kadınlar kolu olarak kabul edilir. Dünya tarihindeki ilk kadın teşkilatlarından biri olması bakımından son derece önemlidir.
Bu üç zümre, Osmanlı'nın kuruluşunda birbirini tamamlayan bir işlev gördü. Gaziyan-ı Rum toprak kazandı, Ahiyan-ı Rum kazanılan topraklardaki şehir hayatını ve ekonomiyi düzenledi, Bacıyan-ı Rum ise hem ekonomik üretim hem de sosyal dokunun sağlam kalmasını temin etti. Ünlü düşünür Aşıkpaşazade, Osmanlı'nın bu dört temel direk üzerine kurulduğunu söyleyerek (Gaziyan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum, Bacıyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum) bu grupların tarihsel önemine dikkat çekmiştir.
Sonuç olarak, bu teşkilatlar, sadece Osmanlı'nın değil, tüm Anadolu tarihinin anlaşılması için kilit öneme sahiptir. Onlar, devletin resmi yapısının henüz oturmadığı bir dönemde, toplumu bir arada tutan ve ona bir kimlik kazandıran en önemli sosyal dinamiklerdi.