Vücudumuzun nasıl çalışacağını, saç rengimizin ne olacağını, boyumuzun ne kadar uzayacağını belirleyen minicik talimat parçacıklarına gen denir. Bu genler, hücrelerimizin çekirdeğinde bulunan ve DNA adı verilen uzun, sarmal bir merdiven gibi olan yapının üzerinde sıralanır. DNA'mız ise kromozom denen paketlerin içinde, düzenli bir şekilde saklanır.
Genler, protein yapımı için gerekli talimatları taşır. Bu süreç iki önemli adımdan oluşur:
DNA'nın çekirdekten çıkamaması nedeniyle, genlerdeki talimatlar önce bir kurye molekülüne (mRNA) kopyalanır. Bu, bir kitaptaki tarifin bir kâğıda not edilmesi gibidir.
mRNA, bu notu alıp hücrenin sitoplazmasındaki ribozom adlı proteinfabrikasına götürür. Ribozom, mRNA'daki şifreyi okur ve bu şifreye uygun amino asitleri (proteinin yapı taşları) birbirine bağlayarak proteini üretir.
Merkezi Dogma olarak adlandırılan bu süreci basit bir formülle hatırlayabiliriz:
DNA → RNA → Protein
Yani: Genler (DNA üzerinde) → Talimatın kopyalanması (mRNA) → Protein sentezi.
Sonuç olarak, genler talimat kitabımız, proteinler ise bu talimatlarla üretilen ve vücudumuzu çalıştıran işçilerimizdir. Bu mükemmel sistem sayesinde büyür, gelişir ve sağlıklı kalırız.