Kimya, maddelerin yapısını, özelliklerini, birbirleriyle etkileşimlerini ve bu etkileşimler sonucu oluşan değişimleri inceleyen bir bilim dalıdır. Bu tanım kulağa çok teknik ve laboratuvarlara özgü gibi gelse de, aslında kimya günlük hayatımızın her anında ve her yerindedir.
En temel ihtiyaçlarımız bile kimyasal süreçlerle doludur. Soluduğumuz hava, başlıca azot (\( N_2 \)) ve oksijen (\( O_2 \)) gazlarının bir karışımıdır. Vücudumuz, aldığımız oksijeni besinlerle birleştirerek (bir tür yanma reaksiyonu) enerji üretir. İçtiğimiz su (\( H_2O \)) ise yaşamın temel kimyasal bileşenidir ve vücudumuzdaki tüm kimyasal reaksiyonlar su içinde gerçekleşir.
Mutfak, evimizdeki en büyük kimya laboratuvarıdır:
Sabundan deterjana, çamaşır suyundan diş macununa kadar tüm temizlik ürünleri kimyasal prensiplerle çalışır.
İlaçlar, vücudumuzdaki belirli kimyasal süreçleri hedef alarak tasarlanır. Ağrı kesiciler, ağrıya neden olan kimyasalların üretimini engeller. Vitaminler ve mineraller ise vücudumuzdaki birçok biyokimyasal reaksiyonun düzgün çalışması için gereklidir.
Arabalarda kullandığımız benzin ve dizel, petrolün rafinerilerde kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde edilir. Motorlarda yakıtın yanması bir kimyasal reaksiyondur. Ayrıca arabalardaki aküler, kurşun-asit gibi kimyasalların tepkimesiyle elektrik enerjisi üretir veya depolar. Cep telefonlarımızdaki lityum-iyon piller de benzer şekilde kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çevirir.
Gördüğümüz gibi kimya, sadece ders kitaplarında veya laboratuvarlarda değil; nefes almamızdan yemek yememize, temizlenmemizden seyahat etmemize kadar hayatımızın her alanında var olan temel bir bilimdir. Etrafımızdaki dünyayı daha iyi anlamak için kimyayı anlamak büyük önem taşır.