Anadolu'nun kadim medeniyetlerinden Hititler, tarih sahnesine çıkışları ve muazzam başkentleriyle, bugünün Türkiye topraklarında silinmez bir iz bırakmıştır. Bu yazıda, Hitit İmparatorluğu'nun kalbinin attığı yerleri ve bu uygarlığın coğrafi mirasını keşfedeceğiz.
Hititler, MÖ 17. yüzyılda Anadolu'da (Küçük Asya) kurulmuştur. Kuruluş ve yükseliş dönemlerinin merkezi, bugünkü Çorum il sınırları içinde yer alan Hattuşaş (Boğazköy) antik kentidir. Başkent, stratejik olarak Kızılırmak (Marassantiya) Nehri'nin çevrelediği dağlık bir bölgede inşa edilmiş, bu da hem savunma hem de tarım için hayati önem taşımıştır.
Hattuşaş, sadece bir yönetim merkezi değil, aynı zamanda dini ve kültürel bir başkentti. Şehir, yaklaşık 6 km uzunluğundaki surlarla çevriliydi ve anıtsal yapılara ev sahipliği yapıyordu:
Hattuşaş'ın kalıntıları, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almakta ve her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır.
Hititler, kuruluş aşamasından itibaren genişleyerek güçlü bir imparatorluk haline geldi. En geniş sınırlarına (MÖ 13. yüzyıl) ulaştığında:
Ancak, bu geniş coğrafyadaki tüm siyasi ve kültürel faaliyetlerin merkezi daima Hattuşaş olmuştur.
Çorum ili, Hattuşaş'ın yanı sıra, Hitit uygarlığının diğer önemli merkezlerini de barındırır:
Hititler, köklerini Anadolu'nun bereketli topraklarına, Çorum'a ve eşsiz başkentleri Hattuşaş'a derinlemesine salmış bir medeniyettir. Bu coğrafya, onların askeri, idari ve dini yapılarını şekillendirmiş, geriye ise tüm insanlığın mirası olan anıtsal yapılar ve yazılı belgeler bırakmalarını sağlamıştır. Hititlerin nerede kurulduğu sorusunun yanıtı, bu nedenle, sadece bir noktadan ziyade, Anadolu'nun tam kalbindeki bu görkemli kültür havzasını işaret eder.