İhlas, Arapça kökenli bir kelime olup "arındırmak, saflaştırmak" anlamına gelir. Dinî ve tasavvufi literatürde ise samimiyet, içtenlik ve yapılan her işi sadece Allah rızası için yapmak demektir. İhlas, bir amelin sadece dış görünüşüne değil, onun ardındaki niyet ve kalp temizliğine odaklanır. İbadetlerin, iyiliklerin ve güzel davranışların kabul edilmesinin en temel şartıdır.
İhlas, tek boyutlu bir kavram değildir. Hem dini hem de insani ilişkilerde kendini gösteren çok katmanlı bir erdemdir:
İhlas, tüm semavi dinlerde ve ahlak öğretilerinde merkezi bir değerdir. Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette "Allah'a halis kullar" övülür ve "Dini yalnız O'na has kılarak ibadet edin" emri verilir. Özellikle İhlas Suresi, tevhid inancının saf ve katışıksız halini ifade eder. Tasavvufta ise ihlas, "amelin gizli şirki"nden kurtulmak olarak tanımlanır ve manevi yolculuğun (seyr-i süluk) olmazsa olmazıdır.
İhlası anlamak için onun karşıtı olan "riya"yı bilmek gerekir. Riya, ibadet ve iyilikleri insanlara göstermek, onların beğenisini ve takdirini kazanmak için yapmaktır. Tasavvufta "küçük şirk" olarak nitelendirilir, çünkü amelin özünü ve kabulünü bozar. Gerçek ihlas, riyanın en ince hallerinden bile kalbi arındırmaktır.
İhlas, sürekli gözetilmesi gereken bir kalp halidir. Günlük yaşamda ihlası beslemek için birkaç pratik öneri:
İhlas, sadece dini bir terim değil, evrensel bir insanlık değeridir. İçtenliğin, dürüstlüğün ve özü sözü bir olmanın adıdır. İbadetlerimizi anlamlı kılan, ilişkilerimizi sağlamlaştıran, kişiliğimizi olgunlaştıran bir mihenk taşıdır. Zorlu bir yolculuk olsa da, ihlas peşinde koşmak, kalbi saflaştırarak hem dünyevi hem de uhrevi huzura kapı aralar. Unutmayın, küçük ama ihlaslı bir amel, büyük ama gösterişli bin amelden daha değerlidir.