Fatih Sultan Mehmed'in 1481 yılında vefatı, Osmanlı İmparatorluğu'nda geleneksel bir "kardeş kavgası"nın yeniden alevlenmesine neden oldu. Tahtın iki varisi, büyük şehzade II. Bayezid ile küçük şehzade Cem Sultan, babalarının ölüm haberini aldıklarında farklı coğrafyalardaydılar. Bu mesafe, tarihin akışını değiştirecek bir mücadelenin başlangıcı oldu.
Amasya'da sancakbeyi olan Bayezid, babasının ölüm haberini erkenden alarak hızla İstanbul'a geldi. Sadrazam Karamani Mehmed Paşa'nın desteği ve Yeniçerilerin ilk anda onu tutmasıyla 3 Mayıs 1481'de tahta çıktı. Bayezid, babasının aksine daha sakin, ilim ve tasavvufa meraklı, barışçıl bir politika izlemeye meyilli bir padişahtı. Bu karakteri, saltanatının genel çizgisini ve Cem Sultan ile olan mücadelesindeki stratejilerini şekillendirdi.
Cem Sultan, Konya'da sancakbeyiydi. Ağabeyinin tahta çıktığını öğrenince, kendi lehine olduğuna inandığı bir hak iddiasıyla harekete geçti. Bu olay, sadece bir taht kavgası değil, aynı zamanda Osmanlı'nın iç dinamikleri ve Avrupa siyasetiyle olan ilişkileri açısından kritik bir dönüm noktası oldu.
Cem Sultan Olayı, Osmanlı tarihinde derin izler bıraktı:
II. Bayezid, Cem tehdidi ortadan kalktıktan sonra bile barışçıl eğilimlerini sürdürdü. İmar faaliyetlerine (Bayezid Camii, medreseler), ilme ve sanata önem verdi. Ancak, bu sakin dönem, Şah İsmail liderliğindeki Safevi tehdidinin büyümesine ve nihayetinde oğlu Yavuz Sultan Selim tarafından 1512'de tahttan indirilmesine zemin hazırladı.
Cem Sultan ise, yenilmiş bir şehzade olmanın ötesinde, Batı edebiyatında romantik bir figüre dönüştü. "Zizim" adıyla anılarının yazılması, onun trajedisini ölümsüzleştirdi.
Sonuç olarak, Cem Sultan Olayı, bir kişisel trajediden ibaret değildir. Bu olay, bir imparatorluğun iç çekişmelerinin nasıl uluslararası bir krize dönüşebileceğini, diplomasinin karanlık yüzünü ve iktidar mücadelesinin insani bedelini gösteren çok katmanlı bir tarihi vakadır. II. Bayezid'in saltanatının gölgesi, başlangıcından itibaren bu "Avrupa'daki kardeş" figürüyle şekillenmiştir.