Birleşik Krallık'ın kalbi ve İngiltere'nin tartışmasız başkenti olan Londra, sadece siyasi bir merkez değil, aynı zamanda dünyanın en önemli kültür, finans, sanat ve tarih şehirlerinden biridir. Thames Nehri'nin iki yakasına yayılan bu köklü metropol, iki bin yılı aşkın tarihiyle her yıl milyonlarca ziyaretçiyi kendine çekmektedir.
Londra'nın başkent olma serüveni Romalılara kadar uzanır. MS 43 yılında Londinium adıyla bir Roma şehri olarak kuruldu. Stratejik nehir konumu sayesinde ticaret merkezi haline geldi. Zaman içinde Anglo-Sakson krallarının, ardından Normanlar'ın yönetim merkezi oldu. Westminster Sarayı'nın inşası ve Kraliyet'in buraya taşınmasıyla, 12. yüzyıldan itibaren kesin olarak İngiltere'nin siyasi başkenti statüsünü kazandı.
Londra, devasa bir metropoldür:
Londra, bildik simgelerinin ötesinde sürprizlerle doludur:
Londra, "İngiltere'nin başkenti neresidir?" sorusunun yanıtı olmanın çok ötesinde bir anlam taşır. Tarihi Roma duvarlarından, ultra-modern gökdelenlerine; geleneksel pub kültüründen, avangart sanat galerilerine kadar inanılmaz bir tezatlar ve uyum şehridir. Siyasi kararların alındığı, küresel ekonominin şekillendiği, sanatın ve modanın yeniden tanımlandığı bu dinamik metropol, sürekli evrim halinde olan, canlı bir organizma gibidir. Londra'yı ziyaret etmek, sadece bir şehri görmek değil, birçok şehri aynı anda deneyimlemektir.
Bu nedenle Londra, coğrafi ve siyasi başkent olmanın ötesinde, bir kültür başkenti, bir inovasyon merkezi ve dünyaya açılan bir kapı olarak, unvanını hak ettiği şekilde taşımaya devam etmektedir.