Islahat Fermanı'nın İlan Edilme Süreci
Islahat Fermanı, 18 Şubat 1856 tarihinde Sultan Abdülmecid döneminde ilan edilmiştir. Bu fermanın ilan edilmesinde hem iç hem de dış dinamikler etkili olmuştur.
Dış Baskılar
Fermanın ilan edilmesindeki en önemli dış baskı, Osmanlı Devleti'nin Kırım Savaşı'ndaki müttefikleri olan İngiltere ve Fransa'dan geldi. Özellikle savaşın sona ermek üzere olduğu bir dönemde, barış görüşmelerinin yapılacağı Paris Kongresi öncesinde bu devletler, Osmanlı'dan bazı reformlar yapmasını talep etti.
- İngiltere ve Fransa: Osmanlı Devleti'ne savaşta destek vermişlerdi. Ancak, savaş sonrasında Rusya'nın Osmanlı'nın iç işlerine karışmasını (özellikle Ortodoksları bahane ederek) engellemek ve aynı zamanda kendi kamuoylarına Osmanlı'nın "modern" bir devlet olduğunu göstermek için ıslahat yapılmasını şart koştular.
- Paris Kongresi: Kongre öncesinde, Osmanlı Devleti'nin kongrede güçlü bir şekilde temsil edilebilmesi ve toprak bütünlüğünün Avrupalı devletlerin garantisi altına alınabilmesi için bu ferman bir nevi "giriş bileti" olarak görüldü. Ferman, kongreden önce ilan edilerek Avrupa'ya "reform yapmaya hazırız" mesajı verildi.
İç Dinamikler
Dış baskılar kadar güçlü olmasa da, Osmanlı yönetimi içinde de bazı iç dinamikler mevcuttu.
- Sultan Abdülmecid ve Yenilikçi Devlet Adamları: Padişah ve Ali Paşa, Fuad Paşa gibi sadrazamlar, Tanzimat Fermanı ile başlayan modernleşme sürecini devam ettirmek ve devleti dağılmaktan kurtarmak için reformlara inanıyorlardı. Ferman, bu anlamda onların da siyasi hedefleriyle örtüşüyordu.
- Gayrimüslim Tebaa ve Azınlıklar: Özellikle Hristiyan tebaa, Avrupa devletlerinin desteğiyle daha fazla hak talep ediyor ve bu durum Osmanlı yönetimine bir baskı unsuru oluşturuyordu. Ferman, bu grupları devlete bağlamayı ve isyanların önüne geçmeyi amaçlıyordu.
Sonuç
Islahat Fermanı, temelde Avrupalı büyük güçlerin, özellikle de İngiltere ve Fransa'nın diplomatik ve siyasi baskısı sonucu ilan edilmiştir. Osmanlı yönetimi, bu fermanı bir dış politika aracı olarak kullanmış ve devletin varlığını sürdürmesini sağlamaya çalışmıştır. Ancak, dışarıdan dayatılan bu reformlar, halk arasında beklenen memnuniyeti ve bütünleşmeyi sağlayamamıştır.