Anadolu tarihinin en önemli kültürel dönüm noktalarından biri, hiç şüphesiz 13 Mayıs 1277 tarihinde Karamanoğlu Mehmet Bey’in yayınladığı fermandır. Bu fermanla Türkçe, Anadolu Selçuklu Devleti’nde resmi dil olarak ilan edilmiş ve Türk kültürünün gelecek yüzyıllarını şekillendiren bir adım atılmıştır. İşte bu tarihi olayın perde arkası ve anlamı.
13. yüzyıl Anadolu’su, siyasi ve kültürel bir mozaikti. Anadolu Selçuklu Devleti’nin resmi dili ve edebiyat dili Farsça, bilim dili Arapça iken, halk ve ordu büyük ölçüde Türkçe konuşuyordu. Saray ile halk arasında bir dil uçurumu oluşmuştu. Bu durum, Türkçenin yazı dili olarak gelişimini engelliyor ve Türk kimliğinin erimesi tehlikesini doğuruyordu.
Karamanoğulları Beyliği’nin kurucusu Kerimüddin Karaman’ın oğlu olan Mehmet Bey, güçlü bir Türkmen lideriydi. Moğol İlhanlıların vesayetindeki Selçuklu yönetimine karşı isyan bayrağını açmış ve Konya’yı ele geçirerek kısa süreliğine de olsa kontrolü sağlamıştı. Onun mücadelesi sadece siyasi değil, aynı zamanda kültürel bir kimlik mücadelesiydi.
Konya’yı ele geçirdikten sonra, 13 Mayıs 1277’de yayınladığı ünlü ferman şu maddeleri içeriyordu:
Bu kısa ama sert ifade, Türkçeyi devlet işlerinin, edebiyatın ve toplumsal hayatın merkezine yerleştirmeyi amaçlıyordu.
Bu karar, sadece bir dil politikası değil, güçlü bir siyasi ve kültürel manifestoydu:
Karamanoğlu Mehmet Bey’in bu kararı, yüzyıllar sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinde de yankı buldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen Dil Devrimi ve Türkçenin sadeleştirilmesi hareketi, aynı milli kültür ve kimliği dil temelinde inşa etme amacını taşıyordu. Her yıl 13 Mayıs, Karaman’da "Dil Bayramı" olarak kutlanarak bu tarihi miras yaşatılmaktadır.
Karamanoğlu Mehmet Bey’in 1277’deki fermanı, bir siyasi liderin çıkardığı sıradan bir kanun metninden çok daha fazlasıdır. Anadolu’da Türkçenin bir devlet dili ve kimlik belirleyicisi olarak kabulünün ilk ve en cesur ifadesidir. Bu hamle, Türk dilinin ve kültürünün yaşaması ve gelişmesi için atılmış temel taşlardan biridir ve bugün hala anlamını korumaktadır.