Halk edebiyatımızın en sevilen ve yaygın nazım şekillerinden biri olan koşma, duyguların, düşüncelerin ve hikayelerin samimi bir dille anlatıldığı bir şiir biçimidir. Özellikle âşık edebiyatının temel taşı olan koşmalar, saz eşliğinde söylenir ve geniş kitlelere hitap eder. Bu yazıda, koşmanın özelliklerini, türlerini ve en bilinen türü olan güzellemeyi detaylıca inceleyeceğiz.
Koşmalar, işledikleri temel konuya göre dört ana türe ayrılır:
Doğa güzelliklerini, sevgiliyi, aşkı, kadını ve yaratılan her şeyin güzelliğini övmek, lirik bir dille anlatmak için söylenen koşmalardır. En duygusal ve sanatlı koşma türüdür. Karacaoğlan bu türün en büyük ustası kabul edilir.
Örnek Konu: "Bir seher vaktinde indim bağlara / Bülbül figan eder güller ağlara"
Savaş, kahramanlık, yiğitlik, mertlik ve cenk konularının coşkulu, epik (destansı) bir üslupla anlatıldığı koşmalardır. Köroğlu ve Dadaloğlu bu türün önemli temsilcileridir.
Toplumdaki veya bireylerdeki aksaklıkların, kusurların, yanlışlıkların eleştirildiği, hicvedildiği koşmalardır. Sosyal eleştiri işlevi görür. Seyrani ve Kaygusuz Abdal'ın taşlamaları meşhurdur.
Ölüm, felaket, hastalık gibi acı verici olaylar karşısında duyulan üzüntüyü, yası dile getiren koşmalardır. İslamiyet öncesi edebiyattaki "sagu"nun, halk edebiyatındaki karşılığıdır.
Güzelleme, koşma türleri içinde en çok sevilen ve kişisel duyarlılığı ön plana çıkaran türdür. Şair, içinden geçen duyguları, sevgilinin güzelliklerini veya bir dağ, pınar, çiçek gibi doğa unsurlarını adeta bir ressam edasıyla betimler. Bu betimlemelerde benzetmeler (teşbih), abartmalar (mübalağa) ve kişileştirmeler (teşhis) sıkça kullanılır.
Güzellemelerde sevgili; ceylan, maral, sürmeli, boyu servi, zülfü sünbül gifli mazmunlarla (kalıplaşmış benzetmeler) anlatılır. Doğa ise sadece bir mekan değil, âşığın duygularının bir yansıması, sevgiliyle kurduğu bağın bir aynasıdır. Bu nedenle güzellemeler, Türk halkının doğaya ve insana bakışının da şiirleşmiş halidir.
Koşma ve onun bir türü olan güzelleme, yüzyıllardır Anadolu'nun sesi, nefesi ve duygusal dünyasının en saf ifadesi olagelmiştir.