Mustafa Kemal Atatürk'ün fikir hayatı, onun yaşamı boyunca edindiği deneyimler, okuduğu kitaplar ve dünyadaki gelişmeleri takip etmesiyle şekillenmiştir. Bu fikirler, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturmuştur.
Egemenliğin millete ait olduğu yönetim şeklidir. Atatürk, padişahlık yönetimine karşı çıkmış ve milletin kendi kendini yönetmesi gerektiğine inanmıştır. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur.
Bu, ırkçı bir milliyetçilik değil, vatanını ve milletini sevmek, bir arada yaşama iradesine sahip olmaktır. Türk milletinin birlik ve beraberliğini, kültürünü korumayı ve yüceltmeyi hedefler.
Hiçbir ayrım gözetmeksizin, halkın tüm bireylerinin eşit haklara sahip olmasıdır. Kanun önünde herkes eşittir. Ayrıcalıklı sınıfların olmamasını savunur.
Devlet yönetiminin ve hukuk kurallarının din kurallarına göre değil, akıl ve bilime göre düzenlenmesidir. Herkesin inanç özgürlüğü vardır, devlet tüm inançlara eşit mesafededir.
Ekonomide, devletin gerekli gördüğü alanlarda yatırım yapması ve ekonomiyi planlamasıdır. Özel teşebbüsü de destekler, ancak millet yararı için devletin ekonomide aktif rol almasını öngörür.
Çağın gerisinde kalmış kurumları ve kuralları, çağın gereklerine uygun olarak değiştirmek ve yenilemektir. Atatürk, "Türk milleti en eski medeni milletlerden biridir, fakat ona medeni demeye cesaret edemiyorlar. Bizim vazifemiz medeni dünyaya layık olduğumuzu ispat etmektir." diyerek inkılapçılığın önemini vurgulamıştır.
Atatürk'ün fikir hayatının en önemli temel taşıdır. O, her konuda aklı ve bilimi rehber edinmiştir. Ünlü sözü "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" (Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir) bunun en güzel ifadesidir.
💬 "Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır."
- Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk'ün fikir hayatı; vatan sevgisi, bağımsızlık, akıl, bilim, çağdaşlık ve milletin egemenliği üzerine kuruludur. Bu fikirler, onun liderliğinde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı'nın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temel dayanağı olmuştur.