Evinizdeki sandıkları, gardıropları veya büyükannenizin çeyiz dolabını açtığınızda karşınıza çıkan keskin kokulu, beyaz top ya da tabletler... Evet, bahsettiğimiz şey naftalin. Peki bu kadar yaygın kullanılan bu madde tam olarak nedir, nasıl üretilir ve gerçekten güvenli midir? Gelin bu yazıda naftalini her yönüyle inceleyelim.
Naftalin, organik kimya dünyasında C10H8 formülüyle bilinen aromatik bir hidrokarbondur. İki benzen halkasının ortak iki karbon atomu paylaşarak birleşmesiyle oluşan bisiklik bir yapıya sahiptir. Bu yapı onu özel kılar: Oda sıcaklığında katı halde bulunur, ancak süblimleşme özelliği gösterir, yani katı halden doğrudan gaz haline geçer. İşte o keskin, kendine özgü koku da bu süblimleşme sırasında etrafa yayılan naftalin gazından kaynaklanır.
Naftalin, ilk olarak 1820'li yıllarda İngiliz kimyager John Kidd tarafından kömür katranının damıtılması sonucu elde edilmiştir. İsmini, o dönemde kömür katranı anlamına gelen "naphtha" kelimesinden almıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru endüstriyel üretimi başlamış ve özellikle güve ve haşere kovucu olarak evlerdeki yerini sağlamlaştırmıştır.
Günümüzde naftalin iki ana yolla üretilir:
En bilinen kullanımı budur. Süblimleşerek yaydığı keskin koku, güveleri ve bazı böcekleri uzak tutar. Yünlü, ipekli, kürk gibi doğal kumaşların korunmasında uzun yıllar tercih edilmiştir.
Naftalin, ftalik anhidrit üretiminde başlangıç maddesi olarak kullanılır. Bu madde de boya, plastik (örneğin PVC), reçine ve sentetik elyaf üretiminde kritik öneme sahiptir.
Geçmişte tuvaletlerde ve hastanelerde dezenfektan olarak, ayrıca küf ve kötü kokuları gidermek için kullanılmıştır.
Naftalinin kullanımı, özellikle ev ortamında, bazı ciddi riskler taşır:
Modern çağda naftalinin riskleri nedeniyle tercih edilmemesi önerilir. İşte bazı doğal ve güvenli alternatifler:
Naftalin, 200 yılı aşkın süredir hayatımızda olan, endüstri için değerli ama ev kullanımı için artık güvenli kabul edilmeyen bir maddedir. Kimyasal yapısı ve süblimleşme özelliği onu etkili bir kovucu yapmış olsa da, sağlık riskleri (özellikle kanserojen şüphesi ve anemi riski) göz ardı edilemez. Günümüzde kıyafetlerimizi korumak için çok daha güvenli, doğal ve etkili alternatifler mevcuttur. Sandıklardaki o beyaz toplar, biraz da nostaljik bir anı olarak kalmalı, aktif kullanımdan çıkarılmalıdır.