Matematik dünyasının belki de en ünlü sabiti olan Pi (π) sayısı, bir dairenin çevresinin çapına oranı olarak tanımlanır. Bu oran, dairenin büyüklüğünden bağımsız olarak her zaman aynı sabit değere eşittir. Pi, irrasyonel (iki tam sayının oranı şeklinde yazılamayan) ve aynı zamanda aşkın (cebirsel bir denklemin kökü olmayan) bir sayıdır. Bu, ondalık açılımının hiçbir zaman tekrar etmeyen ve sonsuza kadar giden bir dizi olduğu anlamına gelir.
Pi sayısı tek bir kişi tarafından "keşfedilmiş" değildir. Antik medeniyetlerden bu yana, birçok kültür bu sabitin varlığını fark etmiş ve değerini yaklaşık olarak hesaplamaya çalışmıştır.
1706'da Galli matematikçi William Jones, daire oranını ifade etmek için Yunan alfabesinin π harfini kullandı. Bu sembol, 1734'ten itibaren Leonhard Euler'in benimsemesi ve yaygın olarak kullanmasıyla matematik dünyasında standart hale geldi.
İşte Pi sayısının ondalık noktasından sonraki ilk 100 basamağı. Bu sonsuz yolculuğun sadece küçük bir başlangıcı:
π = 3.
1415926535 8979323846 2643383279 5028841971 6939937510
5820974944 5923078164 0628620899 8628034825 3421170679
Bu basamaklar, bilgisayarlar yardımıyla artık trilyonlarca basamağa kadar hesaplanmış durumda. Bu hesaplar, bilgisayar donanımının ve algoritmaların test edilmesinde bile kullanılıyor.
Pi sayısı, matematik dünyasını aşarak popüler kültürün bir parçası haline geldi. Her yıl 14 Mart (3/14), dünya çapında "Pi Günü" olarak kutlanır. Bu özel günde okullarda matematik etkinlikleri düzenlenir, insanlar "pie" (turta) yer ve Pi'nin basamaklarını ezberleme yarışmaları yapılır.
Pi sayısı, sadece bir daire formülündeki bir sabit değil; aynı zamanda matematiğin gizemini, evrenin düzenini ve insan merakının sınırlarını temsil eden bir simgedir. Antik çağlardan süper bilgisayarlara uzanan bu yolculuk, insan aklının sınır tanımaz keşif arzusunun en güzel kanıtlarından biridir.