Osmanlı İmparatorluğu'nda mali işlemlerin düzenlenmesi ve devlet gelir-giderlerinin takibi için kullanılan Rumi Takvim, hem idari hem de ekonomik hayatta önemli bir rol oynamıştır. Bu takvim sistemi, günümüzde kullandığımız Gregoryen takviminden farklı özelliklere sahipti ve mali yıl düzenlemeleri açısından oldukça pratik çözümler sunuyordu.
Rumi Takvim, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1677'den itibaren mali işlerde kullanılmaya başlanan güneş tabanlı bir takvim sistemidir. Adını "Rum" (Roma/Bizans) kelimesinden alır ve Jülyen takvimine dayanır. 13 Mart 1840 tarihinde ise resmi olarak tüm mali işlemlerde kullanımı zorunlu hale getirilmiştir.
Rumi Takvim'in mali işlerde kullanılmasının temel nedenleri:
Rumi Takvim ile Miladi Takvim arasında iki temel fark bulunur:
Dönüşüm formülü: Miladi Yıl = Rumi Yıl + 584 (1 Mart-31 Aralık arası)
Rumi Takvim, Osmanlı mali sisteminin bel kemiğini oluşturmuştur:
Rumi Takvim, Cumhuriyet'in ilanından sonra 26 Aralık 1925'te çıkarılan "Takvimde Tarih Mebdeinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" ile resmi olarak kaldırılmış ve yerini Miladi Takvim'e bırakmıştır. Ancak mali yıl uygulaması 1 Mart-28 Şubat dönemi olarak 1982 yılına kadar devam etmiştir.
Rumi Takvim, Osmanlı İmparatorluğu'nun mali disiplinini sağlamada ve ekonomik işleyişi standartlaştırmada kritik bir rol oynamıştır. Günümüz mali sisteminin temellerini atan bu takvim, tarihimizdeki önemli idari reformlardan biri olarak değerlendirilebilir. Modern Türkiye'nin mali yapısının şekillenmesinde Rumi Takvim'in etkileri halen görülebilmektedir.