Edebiyatımızın en özgün, en derin ve en çok konuşulan romanlarından biri olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Türk edebiyatının usta kalemi Ahmet Hamdi Tanpınar'a aittir. Roman, ilk olarak 1961 yılında yayımlanmıştır.
Tanpınar, şair, romancı, deneme yazarı ve edebiyat tarihçisi kimliğiyle 20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli isimlerindendir. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, onun ikinci ve son romanıdır. Eser, yazarın diğer önemli romanı Huzur'da (1949) derinlemesine işlediği bireyin iç hesaplaşmalarını, toplumsal bir hiciv ve alegoriyle birleştirir.
Roman, adından da anlaşılacağı üzere, toplumdaki saatleri ayarlamak gibi absürd bir görev üstlenmiş kurgusal bir enstitü etrafında şekillenir. Bu enstitü, aslında Batılılaşma sürecinde yaşadığımız kimlik bunalımını, taklitçiliği, bürokrasinin saçmalığını ve modernleşmenin getirdiği "zaman" algısındaki kaosu eleştiren güçlü bir semboldür.
Başkahraman Hayri İrdal'ın gözünden anlatılan hikâye, sadece bir kişinin değil, bir toplumun geleneksel değerler ile modern dünya arasında sıkışıp kalmasını, "saati" yani zamanı ve düzeni bir türlü ayarlayamamasını mizahi ve trajikomik bir dille anlatır.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, sadece edebi değeriyle değil, Türkiye'nin toplumsal ve kültürel fotoğrafını çekmesiyle de önemlidir. Roman, yayımlandığı dönemde olduğu gibi günümüzde de geçerliliğini koruyan tespitler içerir. "Rutinleşmiş saçmalıklar", "anlamsız projeler" ve "taklitçi kurumlar" metaforu, her dönem okuyucuya kendinden bir şeyler buldurur.
Dolayısıyla, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kaleminden çıkmış, Türk edebiyatının başyapıtları arasında yer alan bir modern klasiktir. Eser, okuyucuyu güldürürken düşündüren, topluma ayna tutan ve derin sembolik anlamlar barındıran ölümsüz bir metindir. Tanpınar'ı ve Türkiye'nin modernleşme macerasını anlamak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir romandır.