Edebiyatın büyülü dünyasında şiir, duygu ve düşüncelerin en yoğun şekilde ifade edildiği türlerden biridir. Bir şiiri tam anlamıyla çözümleyebilmek için onun yapı taşlarını iyi bilmek gerekir. Bu yapı taşlarının en önemlileri ise tema, ana duygu ve konu kavramlarıdır. Gelin, bu üç kavramı birbirinden net bir şekilde ayırt edelim.
Konu, şiirin üzerine kurulduğu, "neyden bahsediyor?" sorusuna verdiğimiz yanıttır. Şiirin çerçevesini çizen, somut veya soyut olabilen genel başlıktır.
Örnekler:
Örneğin, "aşk" bir konudur. Ancak bu aşkın nasıl, hangi duygu yoğunluğunda anlatıldığı, bizi tema ve ana duyguya götürür.
Tema, konunun işleniş biçimi ve şiire hâkim olan temel düşünce, fikir veya yargıdır. Soyut ve evrensel bir mesaj taşır. Konuya "şair bu konuyla ne demek istiyor?" sorusunu sorarak ulaşırız.
Örnekler:
Konu "aşk" iken, tema "aşkın acısı" veya "vuslata erememiş aşkın trajedisi" olabilir.
Ana duygu, şiirin okuyucuda uyandırdığı başlıca duygu, his veya atmosferdir. Şiirin "ruh hali" veya "tonu" olarak da düşünülebilir. Şairin konuya ve temaya yaklaşımındaki duygusal tavrıdır.
Örnekler:
Aynı "aşk" konusu, bir şiirde "hüzünlü" bir ana duyguyla, başka bir şiirde ise "coşkulu" bir ana duyguyla işlenebilir.
Aşağıdaki tablo, üç kavram arasındaki farkları netleştirmektedir:
Farz edelim ki bir şiir okudunuz:
Gördüğünüz gibi, "Sonbahar" konusu, "zamanın geçiciliği" teması altında, "hüzün" ana duygusuyla işlenmiştir.
Bir şiiri derinlemesine anlamak, onun sadece ne dediğini (konu) değil, ne demek istediğini (tema) ve bize nasıl hissettirdiğini (ana duygu) çözümlemekten geçer. Bu üçlüyü birbirinden ayırt edebilen bir okuyucu, şiirden alacağı estetik ve entelektüel hazzı katbekat artırabilir.