Sözlü edebiyat, yazı henüz yaygınlaşmadan önce, kuşaktan kuşağa aktarılan, anonim ve genellikle ezgili eserlerden oluşur. Bu dönemde, nazım (şiir) biçimleri, hem akılda kalıcılığı sağlamış hem de toplumsal hafızayı canlı tutmuştur. İşte o dönemden günümüze ulaşan önemli nazım biçimleri:
Koşuk, eski Türklerde aşkı, doğayı, kahramanlığı ve yiğitliği anlatan lirik şiirlerdir. Genellikle şölenlerde, sığır törenlerinde söylenirdi.
Koşuklar, Divan edebiyatındaki gazellere benzer bir işleve sahiptir.
Sagu, ölen bir kişinin ardından duyulan acıyı, üzüntüyü dile getiren ağıtlardır. Yuğ törenlerinde söylenirdi.
Sagu, İslamiyet sonrası Türk edebiyatındaki mersiyelere karşılık gelir.
Sav, günümüzdeki atasözlerine karşılık gelen, öğüt verici, ders çıkarılması gereken kısa ve özlü sözlerdir.
Savlar, toplumun ortak değerlerini ve dünya görüşünü yansıtır.
Destan, bir milletin tarihini, kahramanlıklarını, savaşlarını, göçlerini, inançlarını ve değerlerini anlatan uzun manzum eserlerdir. Genellikle olağanüstü olaylar ve kahramanlıklar içerir.
Türk destanlarından bazıları şunlardır: Yaratılış Destanı, Alp Er Tunga Destanı, Şu Destanı, Oğuz Kağan Destanı, Ergenekon Destanı, Bozkurt Destanı, Türeyiş Destanı, Göç Destanı.