Sunuş yoluyla öğrenme, Amerikalı psikolog David Ausubel tarafından geliştirilen ve anlamlı öğrenmeyi merkeze alan bir öğretim yaklaşımıdır. Bu yöntem, öğrencinin yalnızca bilgiyi pasif bir şekilde alması yerine, mevcut bilişsel yapısıyla yeni bilgiler arasında bağlantılar kurarak aktif bir şekilde öğrenmesini hedefler. Temel prensibi, yeni materyalin, öğrenene sunulmadan önce onun için anlamlı hale getirilmesidir. Bu süreç, "ileri düzenleyiciler" adı verilen kavramsal araçlarla desteklenir; bu araçlar, öğrencinin zihninde yeni bilginin nereye yerleşeceğine dair bir iskelet oluşturarak anlamlı özümsemeyi kolaylaştırır.
Ausubel'in bu kuramına göre, sunuş yoluyla öğretimin en etkili olduğu durum, öğrencinin halihazırda sahip olduğu bilgilerle yeni öğrenilecek bilgiler arasında güçlü bir ilişki kurulabildiği zamandır. Ezberlemenin aksine, bilgiler örgütlü, hiyerarşik ve sıralı bir biçimde sunulur. Bu yöntem genellikle kavram haritaları gibi görsel araçlarla desteklenir ve özellikle soyut kavramların, teorilerin veya karmaşık ilişkilerin öğretiminde oldukça etkilidir. Sonuç olarak, sunuş yoluyla öğrenme, öğrencinin bilgiyi sadece depolamak yerine onu yapılandırarak ve anlamlandırarak kalıcı bir şekilde içselleştirmesine olanak tanıyan güçlü bir pedagojik stratejidir.
Sunuş yoluyla öğretim, Amerikalı psikolog David Ausubel tarafından geliştirilmiş bir öğrenme kuramıdır. Bu yaklaşım, öğrencinin zihninde halihazırda var olan bilgilerin üzerine, yeni bilgilerin anlamlı bir şekilde yerleştirilmesi prensibine dayanır. Ausubel'e göre, "Öğrenmenin en önemli tek belirleyicisi, öğrencinin halihazırda bildiğidir. Gerisini ona göre öğretin."
Anlamlı öğrenme için üç temel koul gereklidir:
Ausubel'in bu kuramdaki en önemli araçlarından biri "ön düzenleyiciler"dir. Bunlar, yeni öğrenilecek bilgiyi öğrencinin mevcut bilgisiyle bağlantılandırmak için dersin hemen başında sunulan, geniş kapsamlı ve organize fikirlerdir. İki tür ön düzenleyici vardır:
Avantajları:
Sınırlılıkları:
💡 Örnek: Bir tarih öğretmeni, "Fransız İhtilali" konusuna, "İnsanlar neden isyan eder? Özgürlük ve eşitlik kavramları sizin için ne ifade ediyor?" gibi sorularla bir ön düzenleyici sunarak başlayabilir. Ardından, ihtilalin nedenlerini, "Mutlak Monarşi" gibi genel bir kavramdan, "Vergi Adaletsizliği" gibi daha spesifik sebeplere doğru hiyerarşik bir sırayla anlatır.