Osmanlı İmparatorluğu’nun en kritik dönüm noktalarından biri olan Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839’da Gülhane Parkı’nda okunarak yürürlüğe girdi. Bu ferman, Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Mustafa Reşid Paşa tarafından hazırlanmıştır. “Gülhane Hatt-ı Şerifi” veya “Tanzimat-ı Hayriye” olarak da bilinen bu belge, Osmanlı modernleşme tarihinin temel taşlarından biridir.
Ferman, Osmanlı tebaasının can, mal, namus ve ırz güvenliğini devlet garantisi altına almayı hedefleyen aşağıdaki maddeleri içeriyordu:
Tanzimat Fermanı, Osmanlı siyasi ve sosyal hayatında köklü değişikliklerin başlangıcı oldu. İşte en önemli etkileri:
Ferman, padişahın mutlak otoritesini sınırlayan ve hukukun üstünlüğü ilkesini getiren ilk resmi belgeydi. Bu, anayasal monarşiye doğru atılan ilk adım olarak kabul edilir.
Müslüman ve gayrimüslim tebaa arasında hukuki eşitliği öngörmesi, “Osmanlı vatandaşlığı” kavramını güçlendirdi. Ancak, bu madde pratikte tam anlamıyla uygulanamadı ve bazı çevrelerde tepkiyle karşılandı.
Ferman, Osmanlı’nın siyasi, idari ve sosyal alanlarda Batılı değerleri benimsediğini dünyaya ilan etti. Bu sayede Avrupa devletlerinin desteğini alma ve “Hasta Adam” imajını düzeltme amacı güdüyordu.
Tanzimat, Islahat Fermanı (1856) ve nihayetinde I. Meşrutiyet’in (1876) ilanına giden yolu açtı. Modern bürokrasi, eğitim ve belediyecilik gibi kurumlar bu dönemde şekillendi.
Ferman, teoride devrimsel fikirler getirse de uygulamada önemli sorunlarla karşılaştı:
Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti’ni mutlak monarşiden anayasal bir düzene taşıma çabasının ilk ve en somut adımıdır. Maddeleriyle bireyin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almayı hedeflemiş, hukukun üstünlüğü ve mülkiyet hakkı gibi kavramları resmi olarak tanıtmıştır. Her ne kadar uygulamada eksik kalsa ve çift taraflı tepki alsa da, Türk modernleşme tarihinin ve demokratikleşme sürecinin mihenk taşı olarak tarihteki yerini korumaktadır.