Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılışı, Türk milletinin kaderini değiştiren ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan en önemli tarihi dönüm noktalarından biridir. 23 Nisan 1920'de Ankara'da gerçekleşen bu olay, Milli Mücadele'nin merkezi ve meşru organı haline gelmiştir.
İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgal edilmesi (16 Mart 1920) ve Osmanlı Mebusan Meclisi'nin dağıtılması üzerine, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yeni bir milli meclisin toplanması kararlaştırıldı. Bu, "milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan eden bir hareketti.
TBMM'nin açılması, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesinin fiiliyata geçirilmesidir. Saltanat ve hilafet makamının etkisiz kaldığı bir dönemde, milletin iradesini temsil eden tek güç olmuştur.
Meclis, sadece bir yasama organı değil, aynı zamanda yürütme ve hatta yargı gücünü de bünyesinde toplayan "Kurucu Meclis" niteliğindeydi. Tüm savaşın idaresi, Kuvayımilliye birliklerinin düzenli orduya dönüştürülmesi ve cephelere komuta edilmesi buradan yönetildi.
TBMM, 20 Ocak 1921'de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) ile hukuki dayanağını oluşturdu. "Türkiye Devleti" ifadesini ilk kez bu anayasa kullandı. Ayrıca, imzalanan antlaşmalar (Gümrü, Moskova) ve dış ilişkiler TBMM Hükümeti üzerinden yürütülerek uluslararası alanda tanınma süreci başlatıldı.
TBMM, saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922) ve nihayetinde 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilanı gibi Türkiye'nin rejim değişikliğine giden tüm radikal kararların alındığı yerdir. Modern, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş fikri bu mecliste şekillenmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan'ı Türk çocuklarına "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" olarak armağan etmiştir. Bu, dünyada çocuklara armağan edilmiş ilk ve tek bayram olması açısından da büyük önem taşır ve TBMM'nin açılışının evrensel bir değer olarak kutlanmasını sağlamıştır.
TBMM'nin açılışı, Türk milletinin "Ya istiklal, ya ölüm!" parolasıyla giriştiği varoluş mücadelesinin siyasi ve hukuki zaferidir. İşgal altındaki bir imparatorluktan, bağımsız ve milli bir devletin doğuşunun simgesidir. Bugün dahi Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürmesinin temeli, 23 Nisan 1920'de atılmıştır.