Trablusgarp Savaşı ve Uşi Antlaşması
🏜️ Trablusgarp Savaşı (1911-1912) ve Uşi Antlaşması
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde Kuzey Afrika'daki son toprak parçasını kaybettiği Trablusgarp Savaşı, hem İtalya'nın sömürgecilik yarışına girişinin hem de Balkan Savaşları'na giden yolun önemli bir kilometre taşıdır. Bu makalede, savaşın nedenlerini ve sonucunu belirleyen Uşi Antlaşması'nı detaylıca inceleyeceğiz.
⚔️ Savaşın Arka Planı ve Nedenleri
Trablusgarp (bugünkü Libya), coğrafi uzaklığı ve merkezi idareden kopukluğu nedeniyle Osmanlı için savunması zor bir eyaletti. İtalya'nın burayı hedef seçmesinin birkaç temel nedeni vardı:
- 🌍 Sömürge Yarışına Katılma İsteği: İngiltere, Fransa gibi büyük güçlerin aksine geç kalan İtalya, "büyük devlet" statüsünü kanıtlamak ve ham madde kaynağı elde etmek için gözünü Osmanlı'nın Kuzey Afrika topraklarına dikmişti.
- 🤝 Gizli Anlaşmalar ve Diplomatik Yeşil Işık: İtalya, 1902'de Fransa ve İngiltere ile yaptığı gizli anlaşmalarla Trablusgarp üzerindeki emellerini onaylatmış, böylece diğer Avrupa devletlerinin tepkisini çekmeyeceğinden emin olmuştu.
- ⚓ Stratejik ve Ekonomik Çıkar: Trablusgarp, Akdeniz'de önemli bir konuma sahipti. Ayrıca bölgenin tarım ve potansiyel maden kaynakları İtalya'nın iştahını kabartıyordu.
- 🏛️ Tarihsel İddialar: İtalya, bölgenin Roma İmparatorluğu dönemindeki ilişkisini bahane olarak öne sürerek tarihsel bir hak iddia etmeye çalıştı.
- 💥 Bahane: İtalyan Tecimsel Çıkarlarının Korunması: 1911'de bölgedeki İtalyan vatandaşlarının haklarının korunmadığı iddiası, İtalya'ya beklediği savaş bahanesini verdi.
🔥 Savaşın Seyri ve Direniş
İtalya, 28 Eylül 1911'de savaş ilan ederek denizden ve karadan hızlı bir işgal başlattı. Osmanlı ordusunun bölgeye doğrudan ulaşımı denizden İtalyan donanması, karadan ise İngiliz kontrolündeki Mısır tarafından kesilmişti. Buna rağmen, Mustafa Kemal (Atatürk), Enver Paşa gibi genç subayların gönüllü olarak bölgeye gizlice geçip yerel halkı (Senusileri) örgütleyerek başlattığı gerilla savaşı, İtalyanları sahildeki şehirlerle sınırlı kalmaya zorladı. İç bölgelere hakim olamadılar.
✍️ Uşi (Ouchy) Antlaşması (18 Ekim 1912)
Savaş, Osmanlı için Balkanlardaki çok daha büyük tehdit nedeniyle sürdürülemez hale geldi. Balkan devletleri Osmanlı'ya saldırmak üzereydi. Bu kritik durum, İsviçre'nin Lozan kentindeki Uşi (Ouchy) şehrinde bir antlaşmayı zorunlu kıldı.
Antlaşmanın Önemli Maddeleri:
- 📍 Toprak Kaybı: Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Bingazi'yi (bugünkü Libya) İtalya'ya bıraktı. Böylece Kuzey Afrika'daki 340 yıllık varlığı sona erdi.
- 🕌 Dini ve Hukuki Ayrıcalık: Padişah, bölgedeki Müslümanların dini lideri (halife) sıfatıyla kaldı. Bu, İtalya'nın bölgedeki meşruiyet sorununu hafifletmek ve Osmanlı'ya sembolik bir taviz vermek içindi.
- 🏝️ On İki Ada'nın Geçici İşgali: Osmanlı, Balkan Savaşı süresince İtalya'nın Ege'deki On İki Ada'yı geçici olarak işgal etmesini kabul etti. Amaç, adaların Yunanistan'ın eline geçmesini önlemekti. Ancak ada bir daha geri alınamadı.
- 👥 Kapitülasyonların Kaldırılması: İtalya, Osmanlı Devleti'ndeki kapitülasyon haklarından vazgeçen ilk büyük Avrupa devleti oldu. Bu, Osmanlı diplomasisi için sembolik bir kazanımdı.
📜 Sonuç ve Önemi
Trablusgarp Savaşı ve Uşi Antlaşması'nın sonuçları şöyle özetlenebilir:
- Osmanlı İmparatorluğu, Afrika kıtasındaki son toprağını kaybetti.
- Balkan Savaşları öncesinde ordusunun bir kısmı ve enerjisi bu cephede tüketildi, bu da Balkanlardaki yenilgiyi kolaylaştıran etkenlerden biri oldu.
- Mustafa Kemal Bey gibi subaylar, burada modern gerilla taktikleri konusunda tecrübe kazandı.
- On İki Ada sorunu, Lozan Antlaşması'na kadar uzanan önemli bir dış politika meselesi haline geldi.
- İtalya, sömürgeci bir güç olduğunu kanıtladı, ancak bölgedeki direniş uzun yıllar devam etti.
Trablusgarp Savaşı, güç dengesinin tamamen Avrupa lehine değiştiğini, Osmanlı'nın artık uzak eyaletlerini koruyamayacak kadar zayıfladığını gösteren açık bir kanıttı. Uşi Antlaşması ise, "geçici" maddelerin nasıl kalıcı hale gelebildiğinin ve diplomaside zorunluluklar karşısında verilen tavizlerin tarihi dönüştürdüğünün çarpıcı bir örneğidir.