Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçenin zenginliğini korumak, geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulmuş, Türkiye'nin en köklü ve saygın kurumlarından biridir. Peki, bu önemli kurum tam olarak ne zaman ve hangi şartlar altında hayata geçirildi?
Türk Dil Kurumu, 12 Temmuz 1932 tarihinde, bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatı ve himayesinde kurulmuştur. Kurumun kurucu ve ilk başkanı, aynı zamanda Türk Tarih Kurumu'nun da kurucusu olan ünlü tarihçi Samih Rıfat Bey'dir.
TDK'nin kuruluşu, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin millî kimlik inşası sürecinin temel taşlarından biriydi. Amaçları şunlardı:
Bu dönemde gerçekleştirilen Dil Devrimi ile birlikte, Türkçenin bilim, sanat ve devlet dili olarak güçlendirilmesi hedeflenmiştir.
Kurulduğu ilk yıllarda "Türk Dili Tetkik Cemiyeti" adını taşıyan kurum, 1936'da bugünkü adı olan "Türk Dil Kurumu"nu almıştır. Atatürk, vasiyetnamesinde mal varlığından bir kısmını TDK'ya bırakmış, kuruma büyük önem vermiştir.
1982 Anayasası ile birlikte Türk Tarih Kurumu ile birlikte bir "kamu kuruluşu" statüsüne kavuşmuş ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınmıştır. Bu tarihten itibaren çalışmalarını bu yapı içinde sürdürmektedir.
Bugün TDK, Ankara'daki merkez binasında Türk dili üzerine çok değerli çalışmalar yapmaya devam etmektedir. Başlıca faaliyetleri:
12 Temmuz 1932 tarihi, Türkçe için bir milattır. Türk Dil Kurumu, kurulduğu günden bugüne, dilimizin bir bilim ve kültür hazinesi olarak korunup geliştirilmesinde vazgeçilmez bir rol oynamıştır. Atatürk'ün "Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." sözü, kurumun kuruluş felsefesini en iyi özetleyen ifadedir.
