avatar
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Uygur Devleti (Yerleşik hayat, Maniheizm)

Uygurların yerleşik hayata geçen ilk Türk devleti olduğunu biliyorum ama bu süreci tam anlayamadım. Göçebe yaşamdan nasıl ve neden vazgeçtiler? Ayrıca Maniheizm dininin onların savaşçı özelliklerini zayıflattığı söyleniyor, bu doğru mu? Bu iki konunun devletin yıkılışındaki etkisini merak ediyorum.
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
sibel.koc
2190 puan • 0 soru • 201 cevap

📜 Uygur Devleti: Yerleşik Hayata Geçiş ve Maniheizm

Uygur Devleti, Orta Asya Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır. Diğer Türk devletlerinden farklı olarak, göçebe yaşam tarzından yerleşik hayata geçmeleri ve Maniheizm dinini benimsemeleri onlara özgü bir kültür yaratmıştır.

🏛️ Yerleşik Hayata Geçiş

Uygurlar, diğer bozkır devletlerinin aksine, geniş tarım alanlarına sahip olmadıkları için tam anlamıyla bir çiftçi toplumu değillerdi. Onların yerleşikliği daha çok ticaret ve zanaatkârlık üzerine kuruluydu.

  • 🛣️ İpek Yolu'nun Hakimiyeti: Uygurlar, İpek Yolu güzergâhını kontrol ederek ticaretten büyük gelir elde ettiler. Bu, onların göçebeliği bırakıp şehirler kurmasının en önemli nedenidir.
  • 🏙️ Şehirlerin Kurulması: Karabalgasun, Ordubalık gibi surlarla çevrili başkentler kurdular. Bu şehirlerde saraylar, tapınaklar, pazarlar ve atölyeler inşa ettiler.
  • 🛠️ Zanaat ve Ticaret: Demircilik, dokumacılık ve çömlekçilik gibi alanlarda ilerlediler. Tüccar bir toplum olarak, farklı kültürlerle etkileşim içine girdiler.

Bu geçiş, Uygurların sosyal yapısını, sanatını ve ekonomisini derinden etkilemiştir.

☀️ Maniheizm (Mani Dini)

763 yılında Bögü Kağan döneminde, Çin'le yapılan bir savaş sonrasında Uygurlar, Maniheizm dinini resmi din olarak benimsedi. Bu, Uygur kültüründe bir devrimdi.

  • 🌗 İnanç Sistemi: Maniheizm, ikici (düalist) bir dindir. Evreni Işık (İyilik) ve Karanlık (Kötülük) olarak iki temel prensibin mücadelesi olarak görür. İnsanın amacı, ruhunu (ışık unsuru) maddi dünyanın (karanlık unsur) esaretinden kurtarmaktır.
  • 🥦 Vejetaryenlik ve Savaş Karşıtlığı: Dinin temel prensiplerinden biri, canlılara zarar vermemektir. Bu nedenle Maniheist rahipler ve inananların bir kısmı vejetaryen bir yaşam sürdürürdü. Ayrıca savaş ve şiddeti reddetmeleri, Uygurların savaşçı karakterini yumuşatmıştır.
  • ✍️ Kültürel Etkileri: Maniheizm, Uygurların sanat ve yazısında büyük değişikliklere yol açtı.
    • 🎨 Sanat: Minyatür sanatı gelişti. Dini metinleri resmetmek için ışık, karanlık ve renkli temalar kullanıldı.
    • 📜 Yazı: Uygurlar, Soğd alfabesinden uyarladıkları kendi yazılarını geliştirdiler. Bu yazı, sonraki Türk devletleri tarafından da kullanılmıştır.
    • 📚 Edebiyat ve Çeviri: Maniheist dini metinleri Türkçeye çevirdiler. Bu, Türkçenin yazılı bir kültür dili olarak gelişmesine katkı sağladı.

💎 Sonuç

Uygur Devleti, Türk tarihinde yerleşik hayata geçen, kentler kuran, belirli bir dini kitlesel olarak benimseyen ve bu dinin etkisiyle kendine özgü bir sanat ve yazı dili geliştiren ilk devlettir. Bu özellikleriyle, hem Türk kültür tarihine hem de Orta Asya'nın sosyal dokusuna silinmez bir iz bırakmışlardır.

Yorumlar