Fransız edebiyatının dev ismi Victor Hugo, genellikle Romantizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Ancak onun edebi kimliği, tek bir akımla sınırlandırılamayacak kadar zengin ve çok katmanlıdır. Hugo, Romantizmi Fransa'da zirveye taşımış, aynı zamanda gerçekçi, sosyal ve hatta sembolist unsurları da eserlerine dahil etmiştir.
Hugo, 19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa'yı kasıp kavuran Romantizm hareketinin Fransa'daki bayraktarıdır. 1827'de yayımladığı Cromwell oyununun önsözü, adeta Fransız Romantizminin manifestosu kabul edilir. Bu metinde, klasisizmin katı kurallarına (üç birlik kuralı, soylu dil vs.) karşı çıkarak, sanatta özgürlüğü, doğallığı ve tutkuyu savunmuştur.
Victor Hugo'yu yalnızca bir Romantik yazar olarak görmek hata olur. O, edebiyatı bir insanlık ve toplum laboratuvarı olarak kullanmıştır.
Victor Hugo, Romantizm akımının tartışmasız en büyük temsilcisidir ve bu akımı tüm Avrupa'da etkili kılan isimdir. Ancak onun dehası, akımların sınırlarını aşarak, insan ruhunun ve toplumun evrensel bir portresini çizebilmesinde yatar. Eserleri, Romantizmin coşkusu, Gerçekçiliğin keskin gözlemi ve insani ideallerin gücüyle örülmüştür. Bu nedenle, Hugo edebiyat tarihinde bir "akım yazarı" olmaktan ziyade, kendi dönemini aşan ve tüm insanlığa hitap eden bir "klasik" olarak anılır.
Özetle, "Victor Hugo hangi akımın temsilcisidir?" sorusunun en doğru cevabı: Öncelikle ve en güçlü şekilde Romantizm, fakat aynı zamanda insanı ve toplumu merkeze alan daha büyük bir hümanizmin temsilcisidir. 🖋️