🎓 8. sınıf ingilizce 1. dönem 2. yazılı 3. senaryo Test 1 - Ders Notu
Bu ders notu, 8. sınıf İngilizce 1. dönem 2. yazılı sınavının 3. senaryo Test 1'inde karşılaşabileceğin temel konuları ve dilbilgisi yapılarını sade bir dille özetlemektedir. Özellikle yemek tarifleri, telefon konuşmaları, gelecek zaman ve modal fiiller üzerinde duracağız.
📌 Yemek Tarifleri ve Mutfak Terimleri
Mutfakta kullanılan temel kelimeler ve bir tarifi adım adım anlatma becerisi bu bölümde önemlidir.
- Mutfak Eşyaları: pan (tava), pot (tencere), oven (fırın), spoon (kaşık), fork (çatal), knife (bıçak), bowl (kase), plate (tabak).
- Yemek Yapma Fiilleri: boil (kaynatmak), fry (kızartmak), bake (fırında pişirmek), grill (ızgara yapmak), chop (doğramak), slice (dilimlemek), mix (karıştırmak), add (eklemek), stir (karıştırmak - sıvı), pour (dökmek).
- Sıralama Belirteçleri (Sequencing Words): First (İlk olarak), Then (Sonra), Next (Bir sonraki), After that (Ondan sonra), Finally (Son olarak).
💡 İpucu: Bir tarifi anlatırken fiilleri genellikle emir kipi (verb 1) şeklinde kullanırız: "First, chop the onions."
📌 Miktar Belirteçleri (Quantifiers)
Yiyecek ve içecek miktarlarını belirtirken kullandığımız kelimelerdir. Sayılabilir (countable) ve sayılamayan (uncountable) isimlerle farklı kullanımları vardır.
- Much / Many: "Much" sayılamayan isimlerle (how much sugar?), "Many" sayılabilen isimlerle (how many apples?) soru ve olumsuz cümlelerde kullanılır.
- A lot of / Lots of: Hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılabilir. Genellikle olumlu cümlelerde tercih edilir. (a lot of friends, a lot of water).
- Some / Any: "Some" olumlu cümlelerde ve teklif/rica sorularında (Would you like some tea?) kullanılır. "Any" olumsuz cümlelerde ve genel sorularda (Do you have any questions?) kullanılır.
- A few / A little: "A few" sayılabilen isimlerle (a few books - birkaç kitap), "A little" sayılamayan isimlerle (a little milk - biraz süt) kullanılır. Az miktarda olduğunu belirtir.
⚠️ Dikkat: "Much" ve "Many" olumlu cümlelerde pek kullanılmaz. Onun yerine "a lot of" tercih edilir.
📌 Telefon Konuşmaları ve İfadeleri
Telefonla konuşurken kullandığımız yaygın kalıplar ve sorun giderme ifadeleri bu bölümde önemlidir.
- Arama Başlatma: Hello, this is [Adın]. May I speak to [Kişi Adı], please? (Merhaba, ben [Adın]. [Kişi Adı] ile görüşebilir miyim?)
- Bekletme: Hold on a moment, please. / Just a moment. (Bir saniye bekler misiniz?)
- Müsait Olmama: He/She is not available at the moment. / He/She is out. (Şu an müsait değil / Dışarıda.)
- Mesaj Alma/Bırakma: Can I take a message? / Would you like to leave a message? (Mesaj alabilir miyim? / Mesaj bırakmak ister misiniz?) Please tell him/her to call me back. (Lütfen beni aramasını söyleyin.)
- Anlamama: Could you repeat that, please? (Tekrar edebilir misiniz?) Could you speak louder/slower, please? (Daha yüksek/yavaş konuşabilir misiniz?)
- Hattın Kötü Olması: The line is busy/engaged. (Hat meşgul.) The line is bad. (Hat kötü.)
💡 İpucu: Resmiyet gerektiren durumlarda "May I speak to..." veya "Could you..." gibi kalıpları tercih etmelisin.
📌 Gelecek Zaman (Future Tense: Will / Be Going To)
Gelecekteki eylemleri ve planları ifade etmek için "will" ve "be going to" yapılarını kullanırız. Aralarında bazı farklar vardır.
- Will:
- Anlık kararlar (spontaneous decisions): I'm hungry. I'll make a sandwich. (Acıktım. Sandviş yapacağım.)
- Tahminler (predictions) (genellikle "I think", "I believe", "I hope" ile): I think it will rain tomorrow. (Sanırım yarın yağmur yağacak.)
- Söz verme (promises), teklif (offers), uyarı (warnings): I'll help you. (Sana yardım edeceğim.)
- Yapısı: Subject + will + Verb (yalın hali) (He will come.)
- Be Going To:
- Önceden yapılmış planlar ve niyetler (pre-planned intentions): I'm going to visit my grandparents next weekend. (Gelecek hafta sonu büyükanne ve büyükbabamı ziyaret edeceğim.)
- Geleceğe dair belirgin kanıtlara dayalı tahminler (predictions based on evidence): Look at those dark clouds! It's going to rain. (Şu karanlık bulutlara bak! Yağmur yağacak.)
- Yapısı: Subject + am/is/are + going to + Verb (yalın hali) (She is going to study.)
⚠️ Dikkat: "Will" daha çok anlık ve kesin olmayan durumlar için kullanılırken, "be going to" daha çok planlı ve kanıta dayalı durumlar için kullanılır.
📌 Modal Fiiller: Should / Must
Modal fiiller, bir eylemin gerekliliğini, tavsiye niteliğini veya zorunluluğunu belirtir.
- Should / Shouldn't:
- Tavsiye vermek (advice): You should study for the exam. (Sınava çalışmalısın.)
- Yapılması gereken bir şeyi belirtmek (recommendation): You shouldn't eat too much fast food. (Çok fazla fast food yememelisin.)
- Yapısı: Subject + should/shouldn't + Verb (yalın hali).
- Must / Mustn't:
- Zorunluluk (obligation): You must wear a uniform at school. (Okulda üniforma giymelisin.)
- Kesin yasak (strong prohibition): You mustn't use your phone during the exam. (Sınav sırasında telefonunu kullanmamalısın.)
- Yapısı: Subject + must/mustn't + Verb (yalın hali).
💡 İpucu: "Should" daha yumuşak bir tavsiye iken, "must" daha güçlü bir zorunluluk veya yasaktır. "Have to" da zorunluluk belirtir ancak dışarıdan gelen bir zorunluluktur, "must" ise içsel bir his veya kuraldır.
