Soru:
Soyadı Kanunu'nun (1934) Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme ve laikleşme sürecine katkıları arasında aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? Kanunun getirdiği düzenlemelerden doğrudan çıkarılabilecek bir sonuç değildir?
- A) Ayrıcalık belirten unvanların ve ağa, hacı, hafız gibi lakapların kullanımının yasaklanması
- B) Toplumsal sınıf farklılıklarının resmi kayıtlardaki izlerinin silinmeye çalışılması
- C) Nüfus kayıtlarının daha düzenli ve güvenilir bir hale getirilmesi
- D) Kadınlara siyasi hakların (seçme ve seçilme) tanınması
Çözüm:
💡 Bu soru, Soyadı Kanunu'nun sadece pratik değil, aynı zamanda ideolojik ve sosyal boyutlarını da anlamamızı gerektiriyor.
- ➡️ Birinci Adım: Soyadı Kanunu'nun maddelerini hatırlayalım. Kanun, rütbe, aşiret ve yabancı ırk/millet adlarıyla birlikte; ayrıcalık belirten "ağa, hacı, hafız, molla" gibi unvan ve lakapların soyadı olarak kullanılmasını yasaklamıştır (A seçeneği).
- ➡️ İkinci Adım: Bu yasak, Osmanlı'dan kalan feodal ve dini temelli ayrıcalıkları resmiyetten kaldırarak, toplumsal eşitlik ve laiklik ilkelerini güçlendirmiştir (B seçeneği). Aynı zamanda her aileye kalıcı bir soyadı verilmesi, nüfus işlerini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır (C seçeneği).
- ➡️ Üçüncü Adım: D seçeneği olan "Kadınlara siyasi hakların tanınması" ise aynı yılın Aralık ayında (5 Aralık 1934) çıkarılan başka bir kanunla sağlanmıştır. Bu, Soyadı Kanunu'nun doğrudan ve tek başına bir sonucu değildir, ancak aynı modernleşme hamlesinin bir parçasıdır.
✅ Bu nedenle, Soyadı Kanunu'nun doğrudan bir sonucu olarak gösterilemeyecek madde D seçeneğidir.