Soru:
"Tarihsel bilgi belgelere dayanmak zorundadır" ilkesini göz önünde bulundurarak, aşağıdaki durumların hangisinde elde edilen bilgi belgeye dayalı, kanıtlanabilir bir tarihsel bilgi sayılır?
- A) Dedemden duyduğuma göre, atalarımız 1870'li yıllarda Balkanlar'dan göç etmiş.
- B) Arkeolojik kazıda bulunan ve üzerinde "Sultan II. Mehmed" yazılı bir gümüş sikke, fetih dönemine ait bir bulgudur.
- C) Tarihçi Ahmet'in, Osmanlı ekonomisi hakkındaki kişisel yorumlarını içeren bir makale.
- D) Popüler bir tarih dergisinin kapak konusu olan "Fatih'in Bilinmeyen Sırları" başlıklı yazı.
Çözüm:
💡 Bu soruda, bir bilginin "belgeye dayalı ve kanıtlanabilir" olup olmadığını değerlendirmemiz isteniyor. Kanıt, somut ve incelenebilir olmalıdır.
- ➡️ A Seçeneği: Sözlü tarih değerli olsa da, dededen duyulan bir bilgi yazılı veya somut bir belgeyle desteklenmediği sürece kanıtlanabilir değildir ve efsaneleşmiş olabilir.
- ➡️ B Seçeneği: Arkeolojik bir buluntu olan sikke, somut bir birinci el belgedir. Üzerindeki yazı ve tarihlendirme, onu kanıtlanabilir bir tarihsel bilgi kaynağı yapar.
- ➡️ C Seçeneği: Bir tarihçinin kişisel yorumları, belgelere dayanıyor olsa bile kendi başına bir belge değildir. Yorum, kanıt değil, kanıtların analizidir.
- ➡️ D Seçeneği: "Bilinmeyen sırlar" gibi sansasyonel ifadeler, belgeden çok spekülasyon içerir ve genellikle kanıtlanabilir değildir.
✅ Sonuç olarak, somut, incelenebilir ve üzerinde resmi işaretler bulunan bir arkeolojik buluntu (sikke), belgeye dayalı ve kanıtlanabilir tarihsel bilginin en net örneğidir. Cevap: B