Soru:
James Watson ve Francis Crick'in 1953'te DNA'nın yapısını çözmesi, biyolojide bir dönüm noktası olmuştur. Bu çift sarmal yapının keşfi, aşağıda verilen alanlardan hangisinin gelişimine doğrudan katkı sağlamamıştır?
- A) Genetik hastalıkların tanı ve tedavisi
- B) Adli tıp ve DNA parmak izi analizi
- C) İnsülin gibi hormonların biyoteknolojik yollarla üretimi
- D) Fosil kayıtlarına dayalı olarak dinozorların renklerinin belirlenmesi
Çözüm:
💡 DNA'nın yapısının keşfinin, genetik ve biyoteknoloji alanında birçok kapıyı araladığını biliyoruz. Hangi seçeneğin bu keşfin doğrudan bir sonucu olmadığını bulalım.
- ➡️ 1. Adım: DNA yapısının anlaşılması, genlerin nasıl işlediği, kopyalandığı ve mutasyona uğradığı konusunda temel oluşturdu. Bu da A) genetik hastalıkların anlaşılmasına ve B) bireye özgü DNA dizilimlerinin (DNA parmak izi) belirlenmesine doğrudan katkı sağlamıştır.
- ➡️ 2. Adım: DNA'nın yapısı, gen klonlama ve rekombinant DNA teknolojilerinin önünü açmıştır. Bu teknolojiler kullanılarak, insan insülin geni bakterilere aktarılmış ve C) seçeneğindeki gibi biyoteknolojik üretim başlamıştır.
- ➡️ 3. Adım: D) seçeneğini inceleyelim. Dinozor fosillerinden DNA elde etmek neredeyse imkansızdır çünkü DNA milyonlarca yıl boyunca bozunur. Dinozor renklerinin belirlenmesi, son dönemlerde fosillerdeki melanosome (pigment) kalıntılarının incelenmesiyle yapılan dolaylı bir çıkarımdır ve DNA'nın yapısının keşfiyle doğrudan bir ilişkisi yoktur.
✅ Doğru cevap, DNA yapısı keşfinin doğrudan katkı sağlamadığı D seçeneğidir.
